Sabah işyerini açtıktan bir müddet sonra ayakkabı almak için gelen müşterim “eskiden dat vardı şimdi yok. Teknoloji, ekranlar dadı aldı götürdü, muhabbet yok, ekranlara gömüldük, birbirimizle doğru dürüst konuşamıyoruz bile” dedi. Gelin bugün bu konu üzerine kafa yoralım, müşteri gerçekten doğru mu söylüyor, yoksa yanılıyor mu? Muhabbetimizi sadece ekranlar mı giderdi, yoksa birden çok sebebi mi var anlamaya çalışalım? Ekranlar günümüzde altın devrini yaşıyor, elimizdeki akıllı telefonların bizdeki yeri organlarımızdan farksız hale geldi. Telefonumuz bozulsa veya kaybolsa yas tutar hale geldik. Bir an önce gözümüzün önünde, yanı başımızda olabilmesi için maddi harcamadan her türlü fedakarlıktan kaçınmıyoruz artık.
Teknolojik kazanım, hayatımızı kolaylaştıran, yükümüzü azaltan, zamandan tasarruf etmemize yarayan büyük nimet. İyiye, doğruya kullanırsak faydalı; kötüye, yanlışa kullanırsak zararlı. Aynı bıçak gibi… Bıçak ile meyveyi de kesebiliriz, insana zarar da verebiliriz, ateş gibi yemek de pişirir, bir ormanı küle de çevirebiliriz. Nerde nasıl kullandığımız önemli. Ekranlardan kastımız hepimizin bildiği gibi,
Televizyonlar
Bilgisayarlar
Akıllı telefonlar
Tabletler
Misafirliğe gittiğimiz de bile bir taraftan biz konuşuyoruz, bir taraftan televizyon. Gittiğim yerde mümkünse televizyonları kapattırıyorum ki, çoktan belli görüşmediğimiz dostlarla akrabalarla göz göze, yüz yüze muhabbet edelim diye. Televizyonların evde devamlı açık olması, her gün film program takipleri, çocukların yanında bilinçli kullanmamak, sonsuzluk kazancımızı alıp götürmektedir. Televizyondaki programları takip edeceğim diye çocuklarını ihmal eden, asıl sorumluluklarını aksatanların acınacak haline ne demeli.
Elimizdeki akıllı telefonların amaç dışı, boş, faydasız, hedonizme hizmet yönüyle kullanılması gelecek ömür ağacımızı şimdiden kurtlandırmaktadır. Bizi toplumda ağırlığı olmayan, ses getiremeyen, büyük işler başaramayan, hem kendine hem çevresine faydası olmayan yığınlara dönüştürmektedir. 24 saatin ortalama 8 saatini amaç dışı tiktok, ınstagram, facede aktif olarak geçirmek bize ve geleceğimize ne verebilir bugün kendimize soralım. Çocukların eline belirli yaştan önce akıllı telefonları veren anne babaya ne demeli? Biz büyükler hakkıyla yerli yerinde kullanamıyoruz, çocuklara ne demeli.
Bilgisayar ve tabletlerin başında amaç dışı uzun süre zaman geçirmek, özellikle çocukların eline verdiğimiz tabletler çocuğun gelişimini engellemekte çocuğu asosyal yapmaktadır. Bilgisayar oyunlarında kültürümüzden uzak gösterimler ve şiddete dayalı oyunlar çocukları öfkeli, agresif, kavgacı ruhlu olmaya yöneltmektedir.
Sırf ekranlar için mi yaratıldık ki kıymetli zamanlarımızın çoğunu alıp götürüyor, soralım kendimize.
Müşterinin dediği gibi muhabbetimizin dağılmasında birbirimizle sağlıklı ilişki kuramamamızda, konuşamamamızda ekranların rolü yadsınamaz bir gerçek. Gelin ilişkilerimizin bozulmasındaki diğer konulara da değinelim:
*Miras paylaşımındaki çıkan sorunlar, akrabalar arasındaki uzun süren küslükler
*Boşanmaların çoğu zaman kin ve düşmanlıkla sonuçlanması
*Kıskançlık, öfke ve kibrin yıkıcı etkisi
*Küçük yerlerdeki siyasetin, seçimlerin ayrılığa sebebiyet vermesi
*Borç alışverişi
*Manayı, maneviyatı bırakıp maddeye, aşırı dünya sevgisine, hırsına yönelmemiz.
*Geçmişte yaşanılanları uzun süre geçmesine rağmen unutmamamız inat ve kini Hakkın hatırının önüne geçirmemiz.
Mehmet Akif Ersoy:
Girmeden tefrika, bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez
Sonsuzluk kazancına giden yol, dünyadaki gerçek, katıksız huzur önce kendimizle sonra Yaratıcımızla sonra insanlarla arayı düzeltmektir. Ekranlarla konuşmayı sınırlı tutup yüz yüze, göz göze, kalp kalbe temas kurabileceğimiz insanlara doğru akmaktır. İnsanlardan uzaklaşmak, yalnızlık çölünde seyahate koyulmak psikolojik hastalıkların habercisidir. Ne mutlu! Ekranları ve küçük hesaplarını aşıp Hakk ve halkla sağlıklı ilişki kuranlara.
ALİ ALTAYLI