Dün hastanedeydim, sünnet olan çocuklarının başında anne ve babaları vardı. Bir anne ve babanın şefkatinden olsa gerek çocukları için endişeleniyorlar, hemşireyi çağırıyorlar, çocuğun çok korktuğunu ve ameliyathanede uzun süre beklediğini anlatmaya çalışıyorlardı. Sonra kendi kendime düşündüm Rabbimiz, o anne babadan daha çok bize karşı, sünnet olan çocuğa karşı ve tüm canlılara karşı daha merhametli, şefkatli, acıyan, koruyan, muhafaza edendir. Peki, bu hep böyle olduğu halde biz niçin bazı şeyleri kendi elimizle halletmeye çalışır, kendimizi yıpratır, aşırı evhamlanır, strese girer geleceğimizi karartırız? Sorumuzun cevabı bağlanamama ve tutunamamadaki eksikliğimiz güvensizliktir.
Gelin beraber bugünkü yazımızda bu konu üzerinde kafa yormaya çalışalım. Biz modern çağın insanları tutunamama ve güvensizlik sorunu yaşıyoruz. Ben bana tutunamıyorum, güvenemiyorum; sen sana tutunamıyorsun, güvenemiyorsun. Ben Hakka tutunamıyorum, güvenemiyorum; sen Hakka tutunamıyorsun, güvenemiyorsun. Ben insanlara tutunamıyorum, güvenemiyorum; sen insanlara tutunamıyorsun güvenemiyorsun. Ruhumuzun, zihnimizin, özümüzün, coğrafyamızın, geleceğimizin gürleşmesi, güzelleşmesinde bu konu hayati önem taşımaktadır. Saman çöpleri gibi savrulmak istemiyorsak bu konuda acilen mesafe almamız gerekir.
- Benim kendime güvenmem,tutunmam
- Benim Rabbime güvenmem, tutunmam
- Benim insanlara güvenmem,tutunmam
Benim kendime güvenmem ve tutunmam: Kendimize bugün soralım biz kendimize güveniyor muyuz? İç disiplinimiz, özdenetimimiz ne durumda? Yaptığımız plan programa sadık mıyız, kendimize verdiğimiz sözde durabiliyor muyuz? Nefsimize muhalefet noktasında ne durumdayız, el âlem ne der diye mi yaşıyoruz, yoksa kendi özgün çizgimizde mi yol alıyoruz? Her gün az da olsa okuyarak, kendimi az da olsa ileriye taşımaya çalışarak, yalnız kalıp tefekkür ikliminde seyahat ederek, çalışarak, üreterek, yorularak, iç güzelliğimi korumaya çalışarak, tüm canlıları sevmeye çalışarak kendime, yaşama tutunmaya çalışıyor muyum bugün soralım kendimize. Beynimiz ve özümüzdeki virüslerle mücadelemiz ne durumda? Bizim kendimize güvenme ve tutunma sorunumuz varsa Rabbimiz ve diğer insanlarla ilişkimiz istenilen düzeyde olmaz. İş ve evlilik hayatında düzen tutturamayanlar kendileriyle güven ve tutunma sorunu yaşayanlardır.
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsen
Ya nice okumaktır
Yunus Emre
Benim Rabbime güvenmem ve tutunmam: Önce kendisiyle sağlıklı ilişkide başarılı olan bizler, daha sonra bizi yoktan yaratan, bedava güneş, yağmur, göz, gönül, el, ayak veren Rabbimize tutunma ve güvenme noktasında yol almamız gerekir. Temiz, güzel, içi dışı bir, emrine muti olduğumuz takdirde bizi zayi etmeyeceğini, sıkıntılarımızı gidereceğini, geleceğimizi güneşli, aydınlık, hayırlı eyleyeceğine canı gönülden inanmamız gerekir. Kutsal Kitabımızı, Peygamberimizi, kâinatı derinlemesine inceleyerek, yeniden imanımızı yenileyerek, gürleştirerek, az bildiklerimizi çok yaşayarak, eyleme dökerek Rabbimize ve Resulüne tutunmalıyız. Hz. İbrahim gibi teslimiyette zirve olmaya çalışarak güvenimizi tazelemeliyiz.
İmandır o cevher ki, İlâhî ne büyüktür!
İmansız paslı yürek sînede yüktür!
Mehmet Akif Ersoy
Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür
Sana çöl gibi gelen O göl diyorsa göldür
Necip Fazıl Kısakürek
Okumaktan mana ne?
Kişi Hakkı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir.
Yunus Emre
Kendimiz ve Rabbimizle ilişkimiz, iletişimimiz, tutunmamız yerinde ve tutarlı olursa diğer insanlarla canlı ve cansız varlıklarla barış içinde uyumlu, sağlıklı bir bağlanma içinde olabiliriz.
Benim insanlara güvenmem ve tutunmam: Bir bedende kalp ve beyin ne ise bir toplumda güven ve çıkarsız sevgi odur. Birbirine güvenmeyen ve birbirini çıkar harici sevmeyen toplumlarda işler zorlaşır. Yalnızlık ve hayvanlarla dostluk fazlalaşır, terapistlerin, psikologların randevularında doluluk oranı artar. Aile faciaları, öfke, kin, nefret toplumda yayılmaya başlar. Akrabalık ilişkileri zayıflar, insanlar mal mülkü ilahlaştırır, araç olmaktan çıkarır amaç haline dönüştürür. Nuri Pakdil: “Çünkü birlikte yürüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine. İnsanları birbirine sevdirmek gerek öncelikle…İnsana tutunmak! Tanrı’ya ancak böyle ulaşılabilir.” Birbirimize olan güveni ve çıkarsız sevgi, merhameti Rabbimiz ve Resulü rehberliğinde yeniden tesis etmezsek dünya ve ukba kaybımız büyük olacaktır. Birbirimizi, dış tutsaklığını bırakarak aşkın bir düşünce bakışıyla sevmediğimiz takdirde sonsuzluk yolcusu olamayacağımız aşikârdır.
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz
Yunus Emre
ALİ ALTAYLI