İnsan hep arar, yoldadır, bekler; çok uzaklarda sandığı şey aslında yanı başındadır da farkına varamaz bir türlü. Yanı başındakini hep uzaklarda arar, yıların geçmesinde, hedeflerine ulaşmasında, her şeyin gönlünce olmasında arar; arar da arar bir ömür hırsla, azimle, delicesine, tutkuyla.
Peki, bir insan dünyada en çok neyi arar?
Mutlu ve huzurlu benliği, yuvayı, binayı, kurumu, hakikati, dünyayı.
Peki, arayanlar aradığını buluyor mu?
Çok azımız.
Bir birey anne karnına düştükten sonra kendisine bir benlik inşa etmeye başlar. Yani dünyadaki kısa yolculuğumuz anne karnında başlar. Anne karnındaki yolculuğumuz sağlam benlik ya da hastalıklı benliğin temelini oluşturur. Anne karnından sonra dünya pazarındaki ilk konak yerimiz genellikle anne babamızın yanı başı. İkinci ve en önemli temelin atıldığı yer, anne babamızın yanında yirmili yaşlara kadar geçirdiğimiz dönemdir. Okul dönemi ve dış çevre bu atılan iki temele göre şekillenir.
Mutluluk üreten sağlam benlik ve mutluluk tüketen hastalıklı benliğin temellerinin atıldığı yer, anne karnı ve anne babamızın yanında geçirdiğimiz dönemdir.
Dokuz ay boyunca ve anne babamızın yanında kaldığımız yıllarda kaliteli, huzurlu, sevgi dolu, duygusal bağlanmanın başarıldığı, biz şuuruna sahip bir dönem geçirmişsek mutluluk üreten sağlam benliğe sahibiz demektir.
Bu iki dönemden nasipsizsek yoğun stresli ve çok az mutluluk ve huzurun uğradığı bir aile ortamında yetişmişsek duygusal bağlanmanın yeşermediği bir ortamdan dünyanın acımasız yüzüyle çok erken yaşlarda tanışmışsak mutluluk tüketen hastalıklı bir benliğe sahibiz, demektir.
Bir türlü nedense mutlu olamıyorum, mutluluğum uzun sürmüyor diyenler anne karnında geçirdiği aylara ve ebeveyn yanında geçirdiği yıllara şöyle bir göz atabilirler.
Gelin hep beraber mutluluk üreten sağlam benliğin ve mutluluk tüketen hastalıklı benliğin özelliklerini yazalım.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, mutluluğu dış kazanımlarda değil, iç kazanımlarda arar. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise genellikle içini ihmal eder; içini onarmak, ona dönüp bakmak yerine dışa, dış kazanımlara adeta tapar. Dışta güçlü olunca huzur bulur, yoksa daima huzursuzluk içinde yaşamak zorunda kalır.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, sakin bir deniz gibidir, bakanlara şifa olur, dinlendirir. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise dalgalı, yoğun fırtınalı bir okyanus gibidir, bakanları korkutur, endişe duymalarına neden olur.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, önce eğitime, iç ve dış huzura, sağlığa, sonra varlığa yatırım yapar. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise her şeyin para olduğuna ve çok parası olmayan insanların mutsuz olduğuna kendisini iyice inandırır.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, iki dünyalı yaşamayı başarabilir. Kendisini yoktan yaratan ve onu çok seven ve koruyan Rabbiyle dua ve ibadet yoluyla sağlıklı bir iletişim kurabilir. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise daha çok tek dünyalık yaşama gayretindedir. Maneviyatını ihmal eder, tevekkül ve duaya yönelmez.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, gezip gördüğü yerlerde daha çok olumluya odaklanır, ona enerji verir. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise her şeyin kötüsünü görür, ona enerji verir, çoğunlukla hayatın kışını yaşar.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, küçük kazanımlardan, imkânlardan büyük bir dünya kurar, şükür duygusu içindedir; mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise büyük kazanımlardan bile memnun olmaz, dünyayı iğne deliği gibi dar zanneder, şikâyeti diline dolar.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik fikirleri ve olayları konuşur, işiyle amaçlarıyla meşgul olur; mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise daha çok kişilerle uğraşır, dedikodu ve laf taşımaya yönelir, kendi yanlışlarını unutur.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, seçimlerinde bilinçli ve dikkatlidir. Alışkanlıklar ve eş dost seçimine özen gösterirler. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise seçimler ve alışkanlıklar yönüyle bilinçli değildir, yanlışlarını kadere yüklerler.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, kalbine ve zihnine yatırım yapar; mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise hazlarına, çıkarına yatırım yapar.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, topluma girer, kaynaşır; öğrenir, öğretir. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise sosyalleşemez, yalnızlığı tercih eder.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, elde ettiği başarılardan dolayı şımarmaz, mütevazı kişiliğini devam ettirebilir, başarıları kendinden değil, Rabbinden bilir. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise geldiği yeri unutur, şımarır, burnundan kıl aldırmaz, kazanımlarını kendinden bilir.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, kendini ve haddini bilir. Son nefesine kadar dünya okulunda öğrenci kalmayı başarabilir. İlme meraklı ve âşıktır. Oldum, var mı benim gibi demez. Öğrenme, keşfetme yolculuğunu en büyük kazanım olarak görür. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise kendisinden hariç her şeyi bilir, el âlem ve ekranların kendisini yönlendirmesine izin verir, ilim yerine mal mülkün çekiciliğine kendisini kaptırır.
*Mutluluk üreten sağlam bir benlik, dünyadaki bolluğa inanır, rızık noktasında Yaratıcısına, çalışmasına, üretmesine güvenir. Beklentiye girmez, kula kul olmaz. Mutluluk tüketen hastalıklı benlik ise insanlardan beklentisi bitmez, çalışma ve üretmenin hazzını keşfetmede geç kalabilir.
ALİ ALTAYLI