Kışlık çizme isteyen müşterimin çizmesinin numarasını getirmek üzere depoya doğru adımlamaya başladım. Kaldırımda ayaküstü sohbet eden üç beş erkeğin sesleri kulağıma geldi. Birbirlerine komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin git gide zayıfladığından anlatıyorlardı. Ayaküstü kaldırımda sohbet eden adamlar doğru mu söylüyor, yoksa yanılıyorlar mı gelin beraber bugün bu konuda kafa yoralım.
Ne yazık ki kaldırımda ayaküstü sohbet eden şahıslar doğruluk payı yüksek olan bir konuya parmak bastılar. Peki dinimizde ve kültürümüzde hem akrabalık bağları hem de komşuluk ilişkileri büyük önem arz ettiği halde niçin bağlar istenilen seviyenin çok altına düştü? Niçin alt katımıza yeni taşınan komşumuzla tanışmayı, ziyareti erteliyoruz? Aynı apartmanda oturduğumuz halde yalnız yaşayan yan komşumuz vefat ediyor, üç gün evde cesedi bekliyor ve biz niçin en son duyanlar arasında oluyoruz? Akrabalar arasını açan toplumsal hastalığın yayılmasındaki sebep ne?
Dünyevileşme ve Yaratıcıyı hayatımıza çok az dâhil etmemizin bedelini acaba ilk önce kendimiz, daha sonra komşular ve akrabalar mı ödedi? Uzun süredir siftah yapmayan ve işleri iyi gitmeyen işyeri komşumuzun durumundan niye haberdar değiliz? Akrabalarımızın neden iyi ve kötü günlerinde bütün benliğimiz ve samimiyetimizle yanında değiliz? Akrabaların ve komşuların birbirinden uzaklaşmasına neden olan virüsler neler? Biz inananların Batılılardan farkı ne bu noktada?
Beş vakit namaz kılmak için caminin içine giriyoruz da niçin komşumuz ve akrabalarımızın gönlüne giremiyoruz? Kıldığımız namazın içini iyice doldurup ne diye yakın uzak insanlara, diğer canlılara doğru akamıyoruz? İnancımız da sorun yok ama bizde sorun çok. Dinimizi kendimden başlamak üzere o kadar kötü temsil ediyoruz ki bize bakanlarda güneş gibi açık ve net olan hak ve hakikate karşı bir ışık uyanmıyor.
Dün devamlı müşterilerimden büfe işleten Gürhan Bey geldi. Hocam komşumun gittiği camiye gitmek istemiyorum, dedi. Niçin diye sordum? Benden peşin bir ekmek bile almıyor; sadece işi düşünce veresiye almaya geliyor, dedi. Hem beş vakit namaz kılıyor; ama komşuluk ilişkileri kıldığı namazın içini doldurmuyor, dedi. Ben de o komşuyu görmemek için başka bir camiye gidiyorum, dedi.
Madem bir gün zamansız öleceğiz. Bu dünyanın ve sonrasının sahibi olan, bize bedava hava, yağmur, zaman, güneş, toprak, göz kulak, akıl veren ve hesap sorucu olan Rabbimize ve kutlu elçisine kulak kesilelim.
Nisa Suresi 36.ayet:
“Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü Allah büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.”
Nisa Suresi 1.Ayet:
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden bu ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. İsmi hürmetine birbirinizden dilekte bulunduğunuz o Allah’a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir gözetleyicidir.”
Nahl Suresi 90. Ayet:
“ Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir.”
“Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin.”
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kişi kendisiyle alakayı kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.”
“Her cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah’a arz olunur. Fakat akrabasıyla alakasını kesen kimsenin amelleri kabul edilmez.”
“Akrabasıyla ilgisini kesen kimse cennete giremez.”
“Yeryüzünde bir Müslüman, Allah’tan bir şey dilerse günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile alakasını kesmeyi arzu etmediği müddetçe Allah onun dilediğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden uzaklaştırır.”
Ne mutlu cennet yurduna talip olan teslimiyet ehli olan o güzel insanlara ki şöyle derler:
“ Allah ve Resulü ne diyorsa baş üstüne
Bir gün biz de gideceğiz taş üstüne”
Ali Altaylı