Geçen hafta öğleden önce işyerine yaşlı bir dede geldi. Selam verdikten sonra evin içinde giyilen patik var mı diye sordu. Şu an yok diye cevap verdim. Ben de dede nine sana patik örmüyor mu diyerek takılmak istedim. Dede, ninen hayattayken örerdi; ama vefat edeli çok oldu, dedi. Dedeye çay söyledim, dede de bana hanımı öldükten sonra evlilik girişimlerini anlattı. Hanımı ölen ihtiyarların tekrar evlenmek için uygun eş bulamamasını anlatan ve aynı zamanda su-i istimal edilen toplumsal bir konu İsa dedenin söyledikleri.
İsa dede çayını yudumlarken anlatmaya başladı. Kendisinin 72 yaşında olduğunu kendisini çok uyanık bildiğini, on devlet gezdiğini; ancak kendisinden daha çok uyanıklar olduğunu söyledi. Hanımı vefat ettikten sonra ilk evlilik girişiminden başlayarak anlatmaya başladı. Güvendiği bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Erdemli’de 58 yaşında bir hanımefendiye talip oluyorlar. Mihr olarak bir saat, bir yüzük, dört burma, yüz gram altın belirliyorlar. Dini nikâh yapıyorlar, bir hafta sonrada resmi nikâh yapmak için anlaşıyorlar. Beşinci günün sabahı dede, sabah namazına gidince mutfak penceresinden daha önce vermiş olduğu yüzük, saat, altınları da yanına alarak kaçıyor. Verdiği altınları geri alabilmek için mahkemeye başvurduğunu hala mahkemelerinin devam ettiğini söyledi.
İkinci evlilik girişimi serüvenini ise şöyle anlatmaya başladı. Mut’tan tanıdığım bir arkadaş Çumra’nın köylüğünde kocası ölen bir hanımefendi var, seni onunla tanıştıracağım, dedi. Hemen hemen aynı yaşlardasınız güvenilir bir bayan dedi. Konya’nın Karatay Belediyesinin önünde buluşmak üzere sözleştik. Akşamdan cebime bir yüzük, bir küpe, iki burma bilezik aldım. Ben otururken bankta orta yaşlı bir adam yanıma yaklaştı. Bayan ile seni görüştürebilmem için bana beş bin lira vereceksin, dedi. Sen kimsin? Ben sana vereceğime karım olacak bayana veririm, sen kadın tüccarı mısın? Şimdi polisi arıyorum, diyerek telefonumu çıkarttım. Adam yanımdan hızlı bir şekilde uzaklaştı. Telefonu çıkarttım, birazdan buluşacağımız bayanı aradım, durumu anlattım. Kendisinin başına gelen durumdan haberi olmadığını söyledi.
Bir saat sonra bayan geldi. Karatay Belediyesinin önünde görüştük. Bayana bana iyi bak, dedim. Eğer bende hoşuna gitmeyecek bir şey sezdiysen beni beğenmediysen şimdiden ayrılalım, dedim. Beni beğendiğini söyledi. Beraber Karaman’a bilet aldık. Eve geldikten bir hafta sonra bir yüzük, bir küpe, iki bileziği hanıma verdim. Verdiğim günün öğleni ben çarşıya çıktığımda evden gitmiş.
Üçüncü ve dördüncü evlilik girişimlerinde de birer yüzüğünün gittiğini söyledi. İkisi eve geldi bir hafta sonra altınları aldı gitti. Diğer ikisine de yüzük taktık, eve girmeden bu işin olmayacağını söylediler; yüzükleri geri vermediler, dedi.
İsa dede işyerinden ayrıldıktan sonra bir zamanlar yazdığım mısralar aklıma geldi.
Doğru dostum dünya üç günlük
Üç günlük dünyada aşk bir günlük
Vefa, sevgi, dostluk bir günlük
Söz, nikâh, evlilik bir günlük
Israr, sabır, sebat bir günlük
***
Güven duyarsın mert diye namerde
Kanıverirsin sahte yüzlere, gülücüklere
Çünkü senin hafızanda bir yüz, bir gülücük var
Kaybedilmiş bir yüz acaba nerede?
Mum yetmez, güneşi getir, bul getir!
***
Etrafta aç kurtlar avını arıyor
Nerde zayıf, nerde sa, nerde çaresiz
Birilerini bulup midesini besliyor
Güvenmek mi, kime ama nasıl?
Sadece adı var, içi çürük, içi boş!
***
Dünyanın çivisi çıkmış, bilemiyorum
Sahte yüzleri nedense sevemiyorum
Kafalar bitlenmiş, su temizlemiyor
Bitlenmemiş, temiz bir kafa arıyorum
Adam geç git diyemiyorum, takıyorum
***
Eve giren durmuyor, kaçıyor sinsice
Önce seviyorum, diyor delice
Daha sonra eğleniyor başkasıyla gönlünce
Üç beş ay geçince aklı başına gelir hızlıca
Biz nereye gidiyoruz pirim sence?Belirli yaştan sonra yalnızlık dedelerimize zor gelmektedir. Yalnızlıktan kurtulmak isteyen hanımı vefat eden dedelerimiz kendilerine yoldaş aramaktadırlar. Ne yazık ki bunu kullanan, bu işi ticarete döken insanlar, çeteler dedelerimizi tuzağa düşürmektedirler. Ellerinde avuçlarında ne varsa bir gecede alıp götürmektedirler. Belirli yaştan sonra kocası ölen bir bayan belirli miktar, aylık bir geliri varsa tek başına kalan ömrünü devam ettirebilmektedir. Eğer hanımı kendisinden önce vefat etmişse erkek tek başına hayatını sürdürmekte zorlanmaktadır. Evlilik girişimleri çoğu zaman yıkımla sonuçlanan dedelerimiz, güçlü bir referansları ve yaş denkliği yoksa tek başına kalan ömürlerini tamamlamaları onların ve yakınlarının yararına olacaktır.
Ali Altaylı