Anne babanın hakkı ödenmez, evlatlarına çekinmeden her türlü fedakarlıkta bulunabilirler. Peki anne baba hata yapmaz mı, yapar elbet. Araştırmalarım, gözlemlerim sonucu anne baba evlatlarına bilmeden, istemeden de olsa şu beş konuda zarar vermektedir.
- 1. Gerçek hayatı tanımadan yetiştirmeleri.
- 2. Dini eğitimi verme noktasında ısrarcı olmamaları.
- 3. Sevgi göstermede adaletsizlik.
- 4. Maddi konularda adaletsizlik.
- 5. Evlatlarının hatalarını, diğer kardeşlere ve yabancıya anlatmaları.
Sırayla gelin beraber açıklayalım.
1. Gerçek hayatı tanımadan yetiştirmeleri. Okul hayatı ve ailemizle evde geçirdiğimiz günler bize gerçek hayatı öğretmez. Anne baba çocuklarına kıyamıyor. Bir, iki ya da en fazla üç çocuk sahibi olan ailelerin çocukları kıymetli oluyor. Okul döneminde küçük yaşlardan itibaren başka bir şehre göndermek istemiyorlar. Yaz tatillerinde tarlada bahçede bir esnafın yanında çalıştırıp hayatı tanımalarına imkan vermiyorlar. Çocuklar boş zamanlarını ekran karşısında, sanal alemde geçiriyor. Aşırı korumacı ailelerin çocukları serada, kavanozda yetişiyor, bu şekilde yetişen çocuklar iş hayatında ve evlilik hayatında dikiş tutturamıyor. Anne baba bir an önce çocuğunu erken yaşlarda gerçek hayatın acımasız, merhametsiz yüzüyle tanıştırmalı yoksa çocuğuna en büyük kötülüğü yapmış olacak.
2. Dini eğitimi verme noktasında ısrarcı olmamaları. Anne baba küçük yaşlardan itibaren çocuklarına dinimizin gereklerini öğretmeli, iyi bir eğitim aldırmalı. Kork Allah’tan korkmayandan derler. Çocuklarına kaliteli bir dini eğitim aldıran anne baba hem mesuliyetten kurtulacak hem de çocukları onlara dünyayı zehir etmeyecekler. Huzur evine götürülen anne babaların çocuklarının dini eğitiminin yetersiz olduğu görülmüştür. Anne baba çocuklarına güzel örnek olmalı, ilk önce kendi eksiklerini gidermelidir. Çocuk ilk önce anne babaya bakarak dini hayatını şekillendirir. Anne baba İslama uymayan yaşayıştan uzaklaşmadıkça çocuklar istenilen düzeyde yetişmez.
3. Sevgi göstermede adaletsizlik. Hz. Yakup (as) oğlu Hz Yusuf’u çok sevdigi için kardeşleri kıskandı ve belki babamızın sevgisi bize döner diye kuyuya attılar. Anne baba sevgide adaleti sağlamaya çalışmalı birini çok sevip ilgilenip diğerini ihmal etmemeli. Bir evladına çok gidip gelip diğerine uğramamazlık yapmamalı. Sevgi, ilgi, şefkatte dengeyi sağlarsa anne baba kardeşler de birbirini kıskanmaz, sağlıklı iletişim kurar, birbirlerine karşı saygıda kusur etmezler. Sevgi de adaleti sağlamak çok zordur, çünkü anne baba kendine benzeyeni, yaşayış, ahlak, bilgi yönüyle kendini bulduğu evladı çok sever. Belli etmeden sevmeli, ölçüyü kaçırmamalı diğer evlatlarını kışkırtmamalı, kıskandırmamalı, öfkelerini tahrik etmemeli. Bu dengeyi anne baba sağlamalı, yoksa evlatlar çok uzun süre küs kalabilmektedirler.
4. Maddi noktada adaletsizlik. Anne baba çocuklarına zor durumda kaldıklarında muhakkak destek olmalı. Ev, araba, arsa aldıklarında çocuklarını evlendirirken, eğitim masraflarında vb. konularda muhakkak güçleri yettiği kadar yardımcı olmalı. Anne baba ya cimrilik yapıp evlatlarına hiç vermiyorlar ya da birine verip diğerine vermiyorlar ya da oğlana verip kızı ihmal ediyorlar. Anne baba maddi noktalarda adaleti sağlayamazsa evlatların arası açılmakta, anne baba vefat edince de küslükler devam etmektedir. Eğer anne baba dünya ve ukba rahat edecekse sevgi konusunda olduğu gibi maddi konularda da adaleti sağlamalı, mesuliyetten kurtulmalı. Mümkünse vefat etmeden evlatlarının paylarını eşit bir şekilde ayırmalı, çocuklarını birbirine düşürmemeli. En büyük sorunlarımızdan biri miras paylaşımı. Uzun süren küslük, kavga, dövüş anne babanın zamanında elini taşın altına koyup pay etmemesi.
5. Evlatlarının hatalarını, diğer kardeşlere ve başkalarına anlatmaları: Annemin babası İsmail dedem suskun, içe dönük, teslim ehli bir insandı. Onun ağzından şikayet cümlesi hiç duymadım. Hele hele dayılarımı ve kızlarını eleştirdiğini görmedim. Annem de hep dedemin farklı biri olduğunu, bir defa kendisini azarlamadığını, dövmediğini çok anlayışlı, şefkatli ve merhametli biri olduğunu söyler dururdu.
Babamın babası Ali dedem ise İsmail dedemin tam tersi bir insanmış. Baba çocuklarının hatalarını bir başka kardeşine anlatmamalı, hele hele dışa hiç anlatmamalı. Belirli süre sonra kardeşler arasında muhabbet, sevgi, saygı kalmadığı gibi uzun süren kırgınlıklara kapı aralayabilmektedir. Dışardaki bir kişiden babasının kendisi hakkında olumsuz sözler söylediğini duyan evlat, babasına karşı sevgisi azalmakta evlatlık görevini hakkıyla yerine getirmekte zorlanmaktadır. Anne baba sorunları dışa taşırmadan karşılıklı evladıyla konuşarak çözme yoluna gitmelidir, dua etmeli, sabretmeli, dünyanın bir imtihan yeri olduğunu ve en büyük imtihanın evlatlardan geldiği unutulmamalıdır.
Ali Altaylı