Hayat insanı yoruyor, gün geçtikçe eskiyor biz insanlar. Ömür sermayemiz git gide azalırken bize dost, öğrendiklerimiz ve bununla amel ettiklerimizdir. Mal, makam, şöhret, benlik, gösteriş hırsı çürütüyor biz insanları adeta.
Sadece ilim öğrenmek, ilim yolcusu olmak dünya üniversitesinde son durağa kadar hep öğrenci olarak kalmak, öğrenmek ve öğretmek bizi asilleştiriyor. Diğerleri ise bizi mecalsiz bırakıyor ve üzerinde boğuşmamıza neden oluyor; kıskançlığı, kin ve nefreti, düşmanlığı üzerine çekiyor ve bizi asileştiriyor.
Sadece ilimde ısrarcı olmak ve yürünen yolun dikenli olması insanı güzelleştiriyor, olgunlaştırıyor, tatlılaştırıyor. Marifetullaha uzanan ilim dışındaki öğrenmeler ise benliği besliyor, aklı şımartıyor, insanı bencilleştiriyor.
İlmin keşkesi yoktur; yerini bulmayan mal, makam ve şöhretin ise yoruculuğu ve keşkesi çoktur. İlim öğrenmede devamlı olmada gönül ve zihin huzuru vardır; diğerlerinde ise yalancı ve geçici bir anlık huzur vardır.
Kabristanlarda, hapishanelerde, hastanelerde yatanlara ve birden çok yanlış işin peşinden gidenlere sorsak “ilimsizlik hastalığının” bedelinin çok büyük olduğunu söyleyeceklerdir. Yaratıcı ile barışık olmayan, bizi uslandırmayan ilim, iki dünyada da kaybettiriyor.
Okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı sevmemesi bir insanın dünyadaki en büyük kaybıdır. Dışını güzelleştirip beynini ve özünü ihmal eden, ilim dışında farklı yerde değer ve itibar arayan bir insanın yıkımı, zararı hem kendisine hem çevresine hem ülkesine çok büyük oluyor.
1127 yılında Mudnic kazası eski kadısı Şehrî İbrâhim tarafından yazılan “Kırk Hadis” kitabı dikkate değerdir. Şiirlerle beraber Hadis-i Şeriflere yer verilir. Bugünkü yazımızda kitabın içerisindeki bazı hadislere yer vermeye çalışalım. Rabbimiz özümsemeyi ve yaşamayı nasip etsin.
“Dünya dört şey üzerine kurulmuştur: Birincisi âlimlerin ilmi, ikincisi emirlerin adâleti, üçüncüsü zenginlerin cömertliği, dördüncüsü de fakirlerin duâsı”
Cehilden yeğ cihânda fakr olmaz
Sanma mâl ile câhil ola ganî
Ehl-i ‘ilm olmayan kişi meselâ
Mâl-i Kârûnı da olursa denî
“Câhillikten daha şiddetli fakirlik olamaz.”
(Bil ancak) bunı ki az ‘amel
Çok olur ‘ilm ile ‘amel ide gör
Çok ‘amel cehlile olur çirkin
Ulemâ gitdügi yola gide gör
“İlimle yapılan az iş çoktur, câhillikle yapılan çok iş çirkindir.”
Mehidden lahde dek dürüş ‘ilme
Talep it ilmi vermek Allah’ın
İki ‘âlemde ‘izz ise maksûd
İlme sarf eyle mâl ile câhın
“Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.”
Kim ki Tanrı ile diler kelimât
Okusun dâ’imâ kelâmullâh
Söyleşir Hakkile anı okuyan
Nutk-ı peygamber oldı ana güvâh
“Her kim Allah (cc) konuşmak isterse Kur’ân okusun.”
Eylik ol kişiye ki ol dâim
Kendünün aybına ola meşgûl
İllerin aybına öküp âyib
Görmeye kendü aybını ma’kûl
“Kendi ayıbı ile meşgul olup başkalarının ayıbını görmeyenlere ne mutlu (müjdeler olsun).”
Kim ki bir kardaşı müslümânın
Bitürür hâcetini dünyada
Hazret-i Hak anın da yetmiş kez
Bitürür hâcetini ukbâda
“Her kim dünyada Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allahü Teâlâ (cc) da ahirette onun yetmiş ihtiyacını giderir.”
Her sene vir zekâtı ey hoca
Bil ki İslâma köprü oldu zekât
Farz olan itmezse anı edâ
Sûd mend olmaz ana savm u salât
“Zekât İslâm’ın terazisidir (ekonomik bakımından Müslümanlar arasında denge kurar).”
‘Ameli hûy-ı bed bozar hazer it
Nitekim sirke telh ider balı
Hüsn-ü ahlâk ile ‘amel eyle
Bozma bed haslet ile a’mâli
“Kötü huy, sirkenin bolu bozduğu gibi ameli (işi) bozar.”
Devlet ana ki huyu gökçek ola
Nısf-ı dîn oldı çün eyü sîret
Sîreti olmayan hûb mü’min
Oldı gûyâ bir kurı suret
“Güzel ahlâk, dînin yarısıdır.”
Vaz gelmek müsâvîden bir söz
Ehl-i gıybetle olmayup hem-râz
Hazret-i hak katında sevgilüdür
Kılmadan ise hezâr bâri namâz
“Gıybet olacak bir kelimeyi söylememek, Allah indinde bin rekât (nâfile) namazdan daha sevimlidir.”
ALİ ALTAYLI