Bir zamanlar annem ile yolculuğa çıkmıştık. Annem dedi ki, oğlum şu yamaçtaki büyük kayalar üzerimize düşse ne olur, çok dik yamaçlar ve kocaman kayalar var. Anne, dedim; niçin büyük kayaların yanındaki görkemli çam ağaçlarını, rengârenk çiçekleri ve bakınca bize rahatlık, genişlik, huzur veren gökyüzünü görmeye çalışmadın? Yine ticarete atılmayı düşündüğüm zamanlar babama ve tanıdıklara sordum. Çalıştığım kurumda hakkımızı tam vermiyorlar, hayata tutunmakta zorlanıyorum, ticarete atılmayı düşünüyorum ne dersiniz? On kişiden sekizi aman işini bırakma batarsın, silinirsin, kaybolursun, dedi. Tabi ben, yakın uzak kimseyi dinlemedim ve ticarete atıldım. Yıllar sonra gördüm ve anladım ki hiç de insanların anlattığı gibi değilmiş.
Bugün gelin bu konu üzerinde kafa yormaya çalışalım. Niçin geleceğimizi eskitiyor, karartıyor, ümitsiz ve karamsar bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyoruz?
Önce büyük âlim, Bediüzzaman Said Nursi’ye daha sonra da istiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy’a kulak kesilelim.
“Hayat içinde hayattır, hüsn-ü zanda emeli
Sû’-i zanla yeistir, saadet muharibi hem de hayatın katili”
M. Akif Ersoy
(Gelecek hakkında güzel düşünmek hayatımıza canlılık, atılım, güzellik verir. Kötü düşünmek, kötüye yormak ve ümitsizlik mutluluğumuzu yok eder, geleceğimizi öldürür.)
“Yeis mâni-i her kemâldir.”
“Hayr-ı Mutlak’tan hayır gelir
Cemil-i Mutlak’tan güzellik gelir
Hakîm-i Mutlak’tan abes bir iş gelmez.”
“Güzel gör, hem güzel bak. Tâ güzel düşünmeli. Güzel bil, hem güzel düşün. Tâ lezzet hayatı bulmalı.”
Şu yaşadığımız hayatta iyi kötü, güzel çirkin, yanlış doğru bir arada bulunur. Bize düşen iyi,güzel,olumlu,pozitif olana odaklanmak, beynimiz ve ruhumuzun nefes almasını sağlamak. Hep bardağın boş tarafını görenler, şikâyetçi, karamsar, bedbin, negatif bir bakış açısına sahip olanlar hem kendi psikolojik sağlıklarına ve gelecek günlerine, hem yakınlarının sağlıklarına ve gelecek yıllarına zarar vermektedirler.
Gelecek kötü olacak, ben adam olmayacağım, sevdiğim kızı vermeyecekler, işe giremeyeceğim, yaşlanınca bana kimse bakmayacak, yine minibüse yetişemeyeceğim, yine iyi bir evlilik yapamayacağım vb. olumsuz düşüncelerle zihnimizi doldurduğumuz takdirde risk alıp atılım yapmamız, sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yaşama sahip olmamız imkânsızlaşıyor.
“Allah bir kapısı bin bir demek” her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir gündüz, her zorluktan sonra bir kolaylık var, diyerek hayata sabır ve pozitif enerji yüklenerek tutunmaya çalışmak, Rabbimizin rahmetinden, yardımından ümit kesmeden hep Onun hakkında hüsn-i zan besleyerek çalışmadan üretmeden taviz vermeden tutunmaya çalışmak gelecek günlerimizi iyileştiriyor.
Gelin şimdi de hafız, âlim Mehmet Akif Ersoy’un “Ye’s” şiirinden alıntılar yapalım.
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa eminim, budur ancak.
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin niye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Ye’s öyle bir bataktır ki, düşersen boğulursun
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me’yûs olanın ruhunu vicdânını bağlar
Hüsrâna rıza verme… çalış… Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!
Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
Uğraş ki, telafi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
Yok,yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
İş bitti… Sebâtın sonu yoktur! deme, yılma.
Ey millet-i merhume sakın ye’se kapılma.
M. Akif Ersoy
14 Mart 1913
Kısaca dostlar! İlahi gücü bilip tanıyan, sarsılmaz bir imana sahip olan bir insan, ümitsizliğe asla kapılmaz, gelecekten ümidini kesmez, karamsar, negatif bir bakış açısına sahip olarak eylemsiz, durağan, sıkıntılı, hastalıklı, şikayetçi, suçlayıcı bir hale bürünmez. Elinden gelenin en iyisini yapar, kendini geliştirir, farkındalık düzeyini arttırır; okur, bir işte sebat eder, kaliteli çevre elde eder, zaman, insani ilişkiler ve para yönetimi noktasında kendine yatırım yapar. Ümitsizlik,karamsar bakış açısı bizi çürüten, eylemsizleştiren bir hastalıktır. Allah var keder yok, Allah var imkan var, umut,ümit ,çalışma ve üretme varsa güzel bir gelecek var, diyerek ye’s (ümitsizlik) karamsarlık, şikayeti çok uzak bir yere fırlatmalı, yerin derinliklerine gömmeliyiz.