Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Aa
  • Anasayfa
  • Tüm Yazılar
  • İnsan
  • Yaşam
  • Aile
  • Anladım ki
  • Zaman Gösterdi ki
Okunuyor: Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-26
Paylaş
Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Aa
  • İnsan
  • Aile
  • Yaşam
  • Anladım ki
  • Zaman Gösterdi ki
Search
  • YAZILAR
    • İnsan
    • Aile
    • Yaşam
    • Anladım ki
    • Zaman Gösterdi ki
Takip Et
  • Anasayfa
  • Tüm Yazılar
Kadir KATIRCI tasarladı.
Genel

Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-26

Genel
Paylaş
PAYLAŞ

Anne ve babası kızlarını ne de güzel yetiştirmişlerdi. Ellerini sıcak sudan soğuk suya sokturmamışlardı. Hemen hemen her istediklerini almışlardı. Biz görmedik onlar görsün, sıfır sorumluluk çok imkân, idi hayat felsefeleri. Bir süre sonra anne ve babası kızlarını istedikleri kocaya verdiler;  kocalarına, çocuklara hayatı zehir ettiler. 

*

Evlerimizin birçoğunda TV var ve hemen hemen her evde akıllı telefonlarda var. Yine her evde kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim ve diğer kitaplar mevcut. Peki, hiç kendimize sorduk mu birden çok sorun yaşıyoruz, işlerimiz rast gitmiyor, başımızdan belalar eksik olmuyor sebebi nedir? Birden çok sebebi olabilir; ama en önemli sebeplerinden biri şu olsa gerek. Sabah kalkar kalkmaz elimizde, gözümüzde ne var? Kahvaltıda, öğle, akşam yemeklerinde elimizde gözümüzde ne var? Yatmadan önce elimizde gözümüzde ne var? Akıllı telefonlar, sosyal paylaşım siteleri ve TV. Elimize ve gözümüze bedava verilen zamanın büyük bir diliminde kitap almazsak bizi güzelleştiren, adam eden, ahlak ve maneviyat üfleyen kitaplar ne birey ne aile ne de toplum düzelir. Hemen hemen her gün aile faciaları neden oluyor? O çocuklara nasıl cevap vereceğiz? Annem ve babam nerede diye bize sorduklarında?

* 

Sosyal medyanın yanlış mecralarda kullanılması bizleri kendi zevki ve keyfi için yaşayan çok şey bilen ama yaşamayan bireylere dönüştürdü. Başkaları için bir şey yapmak enayilik olarak görülmeye başlandı. Kendimi, benim özgürlüğüme hizmet edenleri çok seviyorum, dedirtti bizlere.

*

Her şey senin yüzünden oldu zaten, dedi bir çocuk diğer bir çocuğa. Yüksek sesle bağırdı oyun arkadaşına. Sonra anlayacak ki o çocuk, perdenin arkasında perde var. Gördüklerimiz hakikatin ta kendisi değil. Kader ve kaza var; bir türlü görmek istemediğimiz kendi hatalarımız var; olgun, temiz bir insana dönüşmek var.

*

El-Hayy olan Rabbimiz hâya sahibi olmamızı ister. Gerçek hayat, sonsuzluk diyarı bu dünyada edepli olanlara müştaktır. Ne ibrettir utanmak bilmeyen çehren/Bırak kardeşim tahsili, git önce edep, hâya öğren demiyor mu milli şairimiz? Dünyadan hâya çekilip alınırsa geriye ne kalır?

*

Yakın bir zamanda et ile kemiğimiz toprak altında birbirinden ayrılmaya başlayacağı halde dış güzelliğimiz için ne kadar da çok zaman ayırıp özümüzü ihmal ediyoruz. Özü güzel olmayana ayna ne yapsın. Hak öze insanlar dışa bakıyor, dışa yatırım ise sahili olmayan bir deniz.

*

Hemencecik yargılama başkalarını. Görmeye ve duymaya dayalı bilgilerin her zaman gerçeği yansıtmayabilir. Hem gerçek manada o kişinin hikâyesini hakkıyla bilmiyorsun. Hayatın sana ne göstereceğini de kestiremiyorsun. O zaman hiç kimsenin gözyaşı senin mutluluğun olmasın.

*

İşim görülsün de nasıl görülürse görülsün. İster meşru ister gayri meşru fark etmez, yeter ki işim görülsün. Dünya ne yöne dönerse dönsün, gidişat nasıl olursa olsun işim görülsün diyen, kendinden ve menfaatlerinden başka bir şey düşünmeyen insan tipi, hayatı çekilmez kılıyor.

*

Biz insanlar bozulunca geriye ne kalır? Huzursuzluk, güvensizlik, samimiyetsizlik, yalakalık, edepsizlik, adaletsizlik, merhametsizlik, menfaatperestlik, gökyüzünde ve yeryüzünde nimet eksilmesi, şükürsüzlük, şikâyet, isyan, yaşlıların gözyaşları, gençlerin umutsuzluğu.

*

Ne kendi buldu huzur ne başkasına verdi huzur. Bir şairin dediği gibi çekip gitti dünyadan düşünsün kabir ehli. Dünyadakilere rahat vermedi, kabirdekiler de ne yaparsa yapsın. Bu tip insan ya zulümde sınırı aşmıştır ya da ciddi hastadır, bir türlü hastalığını kabul etmeyen hasta.

*

Filistin halkına dünyayı dar eden, onları aç, susuz, evsiz barksız bırakan zalim oğlu zalimlere yeryüzünün ve gökyüzünün öfkesinin intikamı yaklaştıkça yaklaştı. Keşke, anlayabilselerdi binlerce insanı değil, bir hayvanı bile öldürmekten geri dururlardı.

*

Ne de çabuk unuttuk geçmiş yaşantımızı, mahrumiyet yıllarımızı. Çok şey yoktu elimizde, soframızda. Şimdi yok yok, çok şey var elimizde soframızda. Olmayan nedir o zaman? Şükür, kanaat, rıza, ahlak, saygı, memnuniyet, muhabbet, huzur, fedakârlık, Hak ve halkla sağlıklı iletişim.

*

Taze bir ölü ve taze bir mezar, başında üç beş kişi. Son durak kara toprak, dünyada mal mülk kavgası boş; temiz kalp, salih amelden, bir de beyaz kefenden başkasını kabul etmedi mezar. Mezarın kabul etmediğine gayretimiz niye taşkın, aşkın, tutkulu tefekkürü içindekiler yakını ölen birçok insan gibi zannımca.

* 

Bu dünyada doğumla başlayan ömür hayal gibi zahmetli, çok kısa. Ölümle başlayan sonsuzluk hayatı gerçek ve çok uzundur. Hal böyle iken önü sona dünyayı ahirete bile bile tercih ettiğimiz için zihnimiz, kalbimiz, yolumuz gerçek manada aydınlanmadı, nurlanmadı, durulmadı güzelleşmedi.

*

Toprak ve sudan yaratılan biz insanlar, toprak gibi alçakgönüllü ve faydalı su gibi dokunduğu yere hayat veren, vazgeçilmez bir hale dönüşüp toplumsal katkıyı öncelemediğimiz takdirde hem iç hem de dış dünyamızın güneşi, bizi hakkıyla ısıtıp gelecek ağacımızı tomurcuğa durdurmayacak.

*

Dilden çıkan sözlerle imtihan oluyoruz. Dilden çıkan sözler önyargı, suizan, kin, öfke, haset ile kirlenmişse büyük bir ihtimalle o sözler hayatımızın belirli aşamasında bize döner. Hayat, öyle bir şeydir ki, ne verirsek onu alırız. Yapıcı kelimeler de bize döner yıkıcı olan da.

                                                                                                                           ALİ ALTAYLI

You Might Also Like

Güneşi Cebinde, Özünde ve Evinde Kaybeden Asır

Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-25

Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-24

Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-23

Okula Geç Kalan Çocuk

Ali Altaylı 28 Nisan 2025
Bu yazıyı paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp Email Copy Link Print
Paylaş
Önceki yazı Karamanlı Bir İhtiyar ve İnsanın Cebi Parayla Dolunca
Sonraki Yazı Güneşi Cebinde, Özünde ve Evinde Kaybeden Asır
Yorum bırak

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Takip Et

Kadir KATIRCI tasarladı.

Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?