Utan, Ey Çağ! Asil insan yetiştiremez oldun, diyor William Shakespeare. Demek her devirde asil, güzel, kaliteli, aranan insana ihtiyaç var. Peki neredeler? Gökyüzündeler mi yerin yedi kat altındalar mı? Yoksa iyi insanlar, çağ ve içindekilerle uyuşamadıkları için görünmez mi oldular? Büyük bir ihtimalle yerin altındalar ve yerin altındakilerle dostlar.
*
İnsanoğlu doymaz hep daha fazlasını ister. Bir gün de dönüp bakmaz etrafına. Başkasına çok az verilip de kendisine fazla verilenlere. O yüzden şükretmez haline. Hırsla koşuşturur oraya buraya bir yırtıcı aslan gibi. Mutlu olamaz bir türlü stresli ve evhamlıdır. Çok verilse daha çok ister; az verilse bir çocuk gibi küser, dudak büker.
*
Bir bireyde, ailede, toplumda sevgi, muhabbet, iyi niyet, aşkın ruh, hakkaniyet, aydınlanmış zihin ve kalp yoksa kıskançlık, kibir, darlık, maddeperestlik, gösteriş hastalığı dal budak salmış demektir.
*
Bir insanın kendisine yapabileceği en güzel iyilik, her gün az da olsa okumayı alışkanlık haline getirmesi, doğru insanlara yatırım yapması, hayatında asla zaman boşluğuna yer vermemesi, çalışmaya ve üretmeye âşık olmasıdır.
*
Gözlerimiz keşke daha çok sözcükleri, cümleleri, kitapları görse. Gökyüzünü, bulutları, güneşi, ormanı, denizi görse. İyiyi, güzeli, doğruyu, olumluyu görse. Gerçekten gözlerimiz olması gereken yerde mi? Bedava verilen gözlerimiz, verenin emrinde mi, yoksa nefsimizin, kokuşmuş iç dünyamızın yanlışa, kusura odaklanan zihnimizin emrinde mi?
*
Daima ara, merak et, yolda ol son nefesine kadar. Bulduğun her bir şey seni gerçeğin, hakikatin kapısına götürmede sana yardımcı olacaktır. Önce kitaplarda ara sonra yerin altındaki güzel insanlarda, sonra da yerin üstündekilerde. Ama ara! Ne olur, ara! Özünü, gönlünü seveyim, ara! Elini öpeyim, ara! Daima yılmadan, bıkmadan, usanmadan ilk günkü heyecanınla ara!
*
Zihnin ve kalbin iyice açılmadan temizlenmeden bu dünyadan göçüp gitme. Peki, zihin ve kalp nasıl açılır, temizlenir? Zihin, aşırı stresten uzak durarak okuma tutkunu kalarak düşünerek gezerek görerek tanışarak bol su, temiz hava ve yeterli gıdalarla açılır, temizlenir. Kalp ise kin, nefret, intikam, düşmanlık, haset, cimrilik, benlik ve gösterişten uzak kalarak Gerçek Sevgili’nin mekânı haline getirilerek açılır ve temizlenir.
*
Babasına babalık yapan bir evladın çocukluk ve gençliğini sil, gitsin. Zira babasının arkasını toplayan bir evlat, yaşanmamış, dokunulmamış ucuzca geçen günleri geride bırakır.
*
Artık gerçek dostlarını arama zamanın gelmedi mi? Dost dost diye dilinden düşürmediklerin seni ne zamana kadar yarı yolda bırakacak. Peki, gerçek dost kimdir? Bizi yoktan yaratan, bir anneden daha şefkatli Rabbimiz (cc) ve bize asla küsmeyen, arkamızdan konuşmayan, bizi yargılamayan, bize bağırıp çağırarak hakaret etmeyen, zihnimizi açan, içimizi kokuşmuşluktan kurtaran kütüphaneler ve kitaplar bizim gerçek dostlarımızdır.
*
Yakında olan mı uzak, yoksa uzakta olan mı yakın? Yakın kim? Yakın, seni zor durumda gördüğünde işini iyice zorlaştırıyor ise bu bana yakın denilebilir mi? Uzak, yakından daha yakın ise uzak kim?
ALİ ALTAYLI