Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Aa
  • Anasayfa
  • Tüm Yazılar
  • İnsan
  • Yaşam
  • Aile
  • Anladım ki
  • Zaman Gösterdi ki
Okunuyor: Sadece Anne Babalar Okusun, Anne Babalara Mektup – 1
Paylaş
Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Aa
  • İnsan
  • Aile
  • Yaşam
  • Anladım ki
  • Zaman Gösterdi ki
Search
  • YAZILAR
    • İnsan
    • Aile
    • Yaşam
    • Anladım ki
    • Zaman Gösterdi ki
Takip Et
  • Anasayfa
  • Tüm Yazılar
Kadir KATIRCI tasarladı.
Aile

Sadece Anne Babalar Okusun, Anne Babalara Mektup – 1

Aile
Paylaş
PAYLAŞ

Herhangi bir anne babaya sorulsa dünyada paha biçilmez hazine olarak ilk beş sıraya neyi koyarsınız? Çoğundan “çocuğum, çocuklarım benim şu hayatta en değerli hazinem” cümlesini işitiriz. Madem çocuklar biz anne babalar için çok kıymetli, paha biçilmez bir hazine, neşe ve mutluluk kaynağımız, dünyadaki göz aydınlığımızdır. Onlara nasıl örnek olmalı, onları nasıl eğitmeli, nasıl dünyanın ve   ekranların  çirkinliklerinden korumalı, yaşanılası bir gelecek bırakmalıyız gelin beraber bugün bu konuya kafa yoralım.

Kaliteli birey, kaliteli aileyi, kaliteli aile kaliteli toplumu, kaliteli toplum kaliteli devleti doğurur. Kaliteli bireyler kaliteli, şuurlu, farkındalığı yüksek, sağlıklı  ailelerde yetişir. Anne babanın yetiştirdiği bir çocuk ülkesine ve dünyaya güzellikler, hayır, ilim irfan, projeler, icadlar sunabildiği gibi yine farklı anne babanın yetiştirdiği bir çocuk da hem kendisine hem anne babasına hem çevresine hem ülkesine büyük zararlar verebilmektedir. Bunun sırrı ne olsa gerek, aynı soyadı taşıyan bir sülalede yetişen çocuklarda bile yapmak ve yıkmak noktasında büyük farklılıklar var. Okulların yaz tatiline girdiği bu günlerde daha iyi bir çocuk, nesil nasıl yetiştirebiliriz maddeler halinde sıralayalım:

1. Anne babanın iyi bir model olması, kötü örneklikten sakınması.

2. Evlatlarını gerçek hayatla erken tanıştırmaları.

3. Manevi boşluğunu, iyi bir dini eğitimle gidermesi.

4. Arkadaş çevresi ile tanışması, kötü arkadaş çevresinden sakındırması

5. Ekranların bilinçli kullandırılması.

6. Çocukların yanında kavga gürültü, çatışmanın olmaması.

7. Okuma ve keşfetme alışkanlığının diri tutulması.

8. Zaman ve para yönetiminin öğretilmesi

9. En az iki yabancı dil öğrenmesi için çalışılması.

10. “Önce ahlaklı, edepli  insan ol, sonra ne olursan ol şuuru”nun verilmesi.

11. Karşında yetişkin bir insan varmış gibi çocuğunla konuş, iletişimde bulun.

12. Sorun çözme kabiliyeti verilmesi, cesur yetiştirilmesi.

Değerli Anne, babalar! Bu maddelere ilk önce kendimiz uymaya gayret gösterir, daha sonra çocuklarımızı uyması noktasında yönlendirirsek arzulanan bir insan modeline öncülük yapan anne babalardan olacağız, hem dünya hem ukba kazananlardan, yüzü gülenlerden  olacağız. Bizden memnun olan ve bize öldükten sonra dua eden, insanlığa hizmet eden, inançlı, dürüst, ahlaklı, çalışkan, cesur, girişimci bir evlat bize sadaka-i cariye olacak, amel defterimizin hep açık kalmasını sağlayacak. Böyle bir evlat yetiştirmede gayretimiz, aşkımız, şevkimiz, umudumuz, fedakarlığımız niçin aşkın, tutkulu düzeyde olmasın?

1. Anne, babanın iyi bir model olması, kötü örneklikten sakınması: Bu madde, çocuk eğitiminde anne babanın en çok üzerinde düşünmesi gereken bir maddedir, çünkü çocuklar anne babanın ayak izlerini takip ederler, onları kopyalar, modellerler. Onların ağzından çıkan kelimeleri tekrarlar, onların hal ve hareketlerini sünger gibi emerler. Büyükler “çocuk anne ve babanın aynasıdır.” der. Anne ve babayı akrabanın, komşunun yanında okulda, caddede, sokakta, toplumda temsil ederler. Eğer anne ve baba çocuklarına kötü örnek oluyor, onların yanında gözlerine ve dillerine dikkat etmiyor, ekranları uygunsuz kullanıyor, küfrediyor, beddua ediyor, gıybet ediyor, geç kalkıyor, eline hiç kitap almıyor, yalan söylüyor, akrabalarının, komşularının arkalarından yakışıksız sözler söylüyorlarsa çocuklarına  hakkıyla iyi bir model oluyorlar diyebilir miyiz? 

Çocuklar daha çok gözden besleniyorlar ve gördüklerini hemencecik alıyorlar, alıcıları yetişkinlere göre daha açık. Çocuklar anne babaları kitap okurken, güzel cümleler kurarken, namaz kılarken, oruç tutarken, ekranları güzel kullanırken, bir muhtaca yardım ederken görmeli ve modellemeli. Gelecekte çocuğunda ne görmek istiyorsa onu vermeli, ona göre davranmalı. Ahlaklı bir evladım olsun diyorsa önce kendi ahlaklı olmalı ve bunu göstermeli. Bir eğitimcinin hanımı “Bey çocukları nasıl eğitelim?” diyor, o da “Hanım, önce kendimizi eğitelim, onlar zaten bizi takip eder.” diyor.

Eğer bir anne kızının iyi bir insan, iyi bir eş olmasını istiyorsa kızının babasına karşı iletişimini gözden geçirmeli, sabah kalkış saatine, ev temizliğine, mutfak düzenine dikkat etmelidir. Annesi kocasına karşı problemli, sabah 10’dan sonra kalkıyor, babası kahvaltı yapmadan işe gidiyor, yenilen içilen orta yerde kalıyorsa anne “kızım, evlendikten sonra şunu şunu yapacaksın” demeye hakkı yoktur, dese de kız annesinden görmediği için kendi evinde de aynısını yapacaktır. Yine baba kendi sigara içiyor, alkol kullanıyor, yalan söylüyor, evin ihtiyaçlarını karşılamıyorsa oğluna “sigara içme, alkol kullanma, dürüst ol” demeye hakkı yoktur, dese de tesiri olmaz.

2. Çocuklarını gerçek hayatla erken tanıştırmaları: Bir anne babanın çocuğuna yapabileceği en büyük iyilik gerçek hayatın acımasız gerçekleriyle erken  tanıştırması, barıştırmasıdır. Ekranlar karşısından, sanal âlemden koparıp pazar alışverişine, fatura ödemelerine, çalıştığı işyerine, tarla işlerine vb. götürmeli, yaşına göre sorumluluk vermeli, uygun işlerde çalıştırmalıdır. Doyumsuz, memnuniyetsiz, her istediğinin hemencecik alınmasını isteyen, alındıktan sonra da yine memnun olmayan, yüzü gülmeyen, her şeyi tüketen ama üretmeden yana olmayan bir nesil yetişiyor.
Yaz tatillerinde çocukların yaşına göre uygun işlerde çalıştırılmasından yanayım. Paranın nasıl kazanıldığını, sabrın, emeğin, iş disiplininin ne demek olduğunu bir an önce öğrenmeleri gerekir. Bir yerde çalışma imkanı yoksa kurslarla kendi eğitimlerine katkıda bulunulabilir. Asla çocuk uzun süre boş kalmamalı, boş kalan çocuğu ya ekranlar ya da sokak yetiştiriyor. Ekranlar ve sokağın yetiştirdiği çocuğun istenilen bir birey olarak topluma katılması zordur. Anne, baba işe gidiyor, çocukları için çalıştıklarını söylüyorlar, ama çocuklar sapkın yönetimlerin, kötü arkadaş çevresinin kurbanı oluyorlar.

3. Manevi boşluğunun iyi bir dini eğitimle giderilmeye çalışılması: Çocuk ilk dini eğitimini anne karnında almaya başlar, annenin ibadetini, zikrini, şükrünü, fikrini hisseder. Anne karnından dünyaya gözlerini açan çocuk anne babasını gözlemleyerek dini eğitimini şekillendirir. Anne baba evde sağlıklı bir İslami yaşayışa sahipse, çocuk ilk eğitimini anne babadan alıyor, manevi boşluğunu gidermenin ilk ve en önemli adımını atmış oluyor.

Şunu bilmemiz gerekir ki hangi dini kursa, yurda gönderirsek gönderelim, eğer evde çocuklarımız bizi Kur’an-i Kerim okurken, namaz kılarken görmüyor, dilimizi, gözümüzü hal ve hareketlerimizi edep ahlak sınırlarından taşmış bir şekilde görüyorsa uzun süre yurtlarda elde ettiği kazanımı sürdüremez. Anne baba en kaliteli hocalardan ders de aldırsa ilk önce Yaradanın emirlerini kendi yaşamalı, çocuk görmeli, özümsemeli, içsellestirmeli, sevmelidir. Doğru olan çocuğu hem evde hem de kurslarla yetiştirmeli, manevi boşluğunu gidermeli, mesuliyetten kurtulmalıyız.

4. Arkadaş çevresi ile tanışılması, kötü arkadaş çevresinden sakındırılması: Hepimizin bildiği gibi çocuklarımız ilk önce evde, sonra ekran karşısında, sonra okulda, sonra sosyal çevrede şekilleniyor. Arkadaşları yönüyle şanslı olan, seçimlerinde bilinçli olan çocuklar daha iyi bir geleceğe kanat açarken arkadaşlık kurarken seçici olmayan çocuklar karanlık bir geleceğe doğru yol alabilmekteler. Özellikle ekranlar karşısında, sanal alemde kurulan arkadaşlıklara dikkat edilmeli, ailelerin bu konuda çocuklarına yön vermede aceleci ve uyanık davranmaları gerekir. Öyle gençler tanıyorum ki sanal alemde kurdukları arkadaşlık yüzünden cinsiyetlerini bile sorgular hale geliyorlar.

Atalarımız “karga ile dost olanın yeri çöplüktür, üzüm üzüme baka baka kararır, isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar, arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” Jim Rohn: “Hepimiz, beraber en çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız.” der. Ne kadar akıllı olursak olalım en sık görüştüğümüz arkadaşlarımız bizi ya iyi yönde ya da kötü yönde şekillendiriyor. Anne ve  baba çocuklarının arkadaşlarıyla ve aileleriyle bire bir tanışmalı, eve davet etmeli, dıştan gözlemlemeli, çocuğunun zarar göreceği arkadaş çevresinden uzak tutmak için mücadele vermelidir.

5. Ekranların Bilinçli Kullandırılması: Yine  ilk önce anne baba kendisi TV, bilgisayar, akıllı telefonları bilinçli, ahlaklı, hedefe, eğitime yönelik kullanacak daha sonra çocuklarının farkındalı, ahlaklı kullanmasını sağlayacak. Evdeki annenin gün boyu evdeki  televizyonlarda film, sinema, moda takibi yapıp reklam aralarında da namazı sıkıştırıp oğlu ve kızına da tabletleri, akıllı telefonları ahlaklı kullanın demesinden saçma bir şey olabilir mi? Evin bireyleri farklı odalarda özgür bir şekilde Instagram, face, tiktok vb. kullanıyorlarsa, akşam yemeğinde bile buluşamıyorlarsa o evdeki aile bağları zayıflamış demektir.

6. Çocukların yanında kavga, gürültü, çatışmadan uzak durulması: Evli çiftlere sorsak “yirmi-yirmi beş yıllık evlilik döneminiz hep güllük gülistanlık mı geçti?” Çoğu evli çift şöyle söyleyecektir, yavrum “denizde dalga eksik olmaz, sen sörf yapmayı öğren.” Yani evlilikte sorun, çatışma, kavga, gürültü olur. Önemli olan sorun çözme kabiliyetiniz olsun, sabredin, dua edin, hatalıysanız özür dileyin, uzatmayın, kadere teslim olun. Madem sorunlar olacak, öfkenize yenilmeden çocuklar uyuduktan sonra veya onlar yokken saygı sınırları içinde çözüm yolu bulmaya çalışın ama asla çocukların yanında sesinizi yükseltip birbirinize hakaret etmeyin.

Araştırmalar, uzun süre evde psikolojik şiddete maruz kalan çocukların okul, iş ve evlilik hayatının problemli olduğunu ortaya koymuştur. Her anne baba çocuğunu çok sever bu bir gerçek. Peki niçin çocuklarının yanında koca hanımına, hanım kocasına olmadık sözler söyler, hatta televizyonlarda görüyoruz, dövmeler, bıçaklamalar, öldürmeler neden oluyor? Bir Anda muhabbetin sevginin nefrete, kızkınlığa, öfkeye, kine, intikama, tahammülsüzlüğe dönüşmesi. “Filler tepişiyor, çimler eziliyor.” Hiçbir anne babanın küçük yaştan itibaren çocuğunun psikolojisini bozmaya hakkı yoktur.

7. Okuma ve keşfetme alışkanlığının canlı tutulması: Çocuklar küçük yaştan itibaren meraklıdırlar. Anne babalarını bazen sordukları sorularla bile bıktırabilirler. Dünyayı ve içindekileri tanıma, fark etme, öğrenme, keşfetme arzularını ileriki yaşlarda da ailenin desteği ile sürdürebilirlerse insanlığafaydalı çalışmalardabulunabilmekteler. Oynadıkları oyunlarda ve çizdikleri resimlerde onların büyük hayal güçlerini, keşfetme yeteneklerini görebiliriz.

Bir ailede çocuk anne karnından itibaren kitapların dünyası ve içindeki güzel cümlelerle tanışmışsa kitapları seviyor. Özellikle evlerinde kitaplık bulunan, anne baba elinde kitap gören çocuklar kendiliğinden kitaplara dost oluyor, kitap kurdu adayı haline geliyorlar. Bir çocuk anne babasını kitap okurken görmemişse eğitim hayatında başarı oranı düşüyor, hayalgücü daralıyor, keşfetme ve merak duygusu sönüyor. Biz anne babalara düşen, ekranları bir kenara bırakıp en az evde 45dk. da olsa kitap okumak, çocuklara güzel örneklik teşkil etmek.

8. Zaman ve para yönetiminin öğretilmesi: Küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza 24 saat günün tüm çocuklara ve yetişkinlere eşit verildiğini, uykudan geri kalan kısmını hem oyuna, eğlenmeye, hem eğitime, gözleme, keşfe, okumaya ayırmamız gerektiğini örnek olarak anlatmamız gerekir. Başarının ancak iyi bir zaman yönetimiyle mümkün olduğunu, uzun süre ekran başında kalmanın, futbola, arkadaş çevresine öğrenmeden fazla zaman ayırmanın gelecekteki başarımıza zarar vereceği hissettirilmelidir. F. Nietzsche: “İçine koyacak bir şeyiniz varsa bir günün bin cebi vardır.” Bir günün cebine hem biz anne babalar hem de çocuklar faydalı, anlamlı şeyler koymalıyız ki geleceğimiz aydın olsun.
Para yönetiminin de zaman yönetimi kadar önemli olduğunu çocuklara küçük yaştan itibaren vermeli “parayı yöneten dünyayı day önetir” sözü örnek olarak anlatılmalıdır. Tüketim çılgınlığından önce anne baba uzak durmalı, daha sonra çocuklara ölçülü harçlık vererek ve her gün markete gitme alışkanlığından kurtararak, kumbarada biriken paralarına zaruri ihtiyaçlarını alarak ebeveyn örnek olmalıdır. Modern dünyanın empoze ettiği “harcadığın, tükettiğin kadar mutlusun” söyleminin yanlışlığını çocuklarımıza farkettirmemiz gerekir. Para yönetimini bilmeyen bir bireyin asla istenilen düzeyde ekonomik özgürlüğü olmaz, borçtan iki yakası bir araya gelmez. zedeleyen anne baba çocuklarına zarar verebiliyor.

9. En az iki yabancı dil öğretilmesi: Artık dünya küçük bir köy haline geldi, hemen hemen her ilde farklı ülke vatandaşlarına rastlamak mümkün. Kur’an dili olan Arapça ile dünya dili olan ingilizcenin öğretilmesi çocuklarımıza geniş bakış açısı kazandıracaktır. Özellikle yurtdışı gezilerinde dil öğrenmenin kolaylaştırıcı etkisini görebiliriz. Arapça ile de kutsal kitabımızı daha iyi anlama, özümseme yolunda yeni adımlar atabilir, taklitten, tahkiki imana ulaşabiliriz. Farkındalı bir anne baba çocuğuna en az iki dil öğrenmesi noktasında yardımcı olur, çocuğunu teşvik eder. Başarının ve ilişki yönetiminin en önemli adımı iyi bir iletişimdir. Dil öğrenmek, farklı kültürlere kapı aralar.

10. Önce ahlaklı,edepli bir insan ol,sonra ne olursan ol, şuurunun verilmesi: Oğlu son sınıf tıp öğrencisi olan bir baba ile tanışmıştık, ordan burdan derken şahit olduğu bir olayı anlattı. Oğlum, ameliyat olmak zorunda kaldı üniversitede hocası olan bir profesör onu ameliyat etti. Ameliyattan çıkar çıkmaz hoca durumu nasıl diye hanımla sorduk, bize bağırdı çağırdı yüksek sesle “ben Allah mıyım, nerden bilebilirim” dedi. Oğlum konunun uzamasını istemediği, derslerinden zarar görmemesi için uzatmadık. Devam etti orta yaşlı baba anlatmaya “önce ahlaklı insan ol, sonra ne olursan ol” dedi. Eğitim seviyesinin yükselmesi insaniyet seviyesini yükseltmiyor ne yazık ki…

Hayatta en önemli unsurlardan dördü şöyle: edep, hilm(yumuşak huyluluk) ilim, amel. Hepimiz ilim sahibi olmaya çalışıyoruz, yıllarımızı eğitim kurumlarına veriyoruz, kitaplar deviriyoruz, konferanslar dinliyoruz; ama eğitim, ilmin önünde edep ve hilm yoksa maya tutmuyor, olgun, takdir edilen ahlaklı, Hakkın ve halkın sevdiği insan olmuyoruz. Bilinçli anne baba önce kendi edepli ahlaklı olur, çocuk bunu ev hayatında ve dışarda görür, kendine çeki düzen verir. Anne baba öncelikle TV, akıllı telefonları kontrol altına almalı, ailece görüştüğü kimselere dikkat etmelidir. 

“Edep bir tac imiş nur-u Hüda’dan
Giy ol tacı,emin ol her beladan”

11. Çocuğumuz ile karşımızda yetişkin bir insan varmış gibi konuşulması: Halil Muaz yedi, Yusuf Musab dört yaşında ben onlarla yetişkin bir insan gibi konuştuğumda, dinlediğimde, sorularını geçiştirmediğimde daha iyi anlaşıyoruz. Cevap noktasında doyuma ulaşmadıklarında, fark edilmediklerini, dinlenilmediklerini hissedince sorun çıkartıyorlar, bana kulak ver,beni önemse, beni büyük adam yerine koy der gibi gözlerimin içine bakıyorlar. Değerli anne baba! Bir hayvan, bitki bile güzel iletişimden etkileniyorsa, çocuk nasıl etkilenmesin, karşılığını gelecekte vermesin?

12. Sorun çözme kabiliyetinin verilmesi, cesur yetiştirilmesi: Dünyanın inişli çıkışlı bir yer olduğunu, bazen her şeyin istediğimiz gibi gitmeyebileceğini küçük yaştan itibaren çocuklarımıza  hissettirmemiz gerekir. Önemli olan sorunlara enerji vermeden biraz bekleyerek, düşünerek çözüm yolu bulmamız gerektiğini anlatmamız gerekir. Eğer anne baba evde ufak bir sorunda sıkıntı çıkartıyorlar çocuklar da buna şahit oluyorlarsa gelecekte çocuklarda sessiz sakin bir şekilde çözüm aramak  yerine problem çıkaracaklardır. Çocukları gerçek hayatla erken tanıştırarak, koruyucu ya da aşırı baskıcı aile modelinden uzaklaşıp cesaretini kamçılayabiliriz. Sanal alemde yetişen, apartman hayatından dışarı adım atmakta zorlanan, insanlarla çok iletişimde bulunmayan, anne babasının gönüllü hizmetçilik yaptığı çocuklar ürkek yetişebilmekte, belirli yaştan sonra iş, evlilik hayatında zorluklarla mücadele etmek zorunda  kalabilmektedir. Çocuklarını aşırı koruyan, onların yapması gereken sorumlulukları kendisi yapan, her durumda onları baskılayan, özgüveninine zarar verebiliyor.

Değerli Anne Babalar! Hem kendime hem size yazdığım mektubuma son verirken gelecekte yetişkin ,anne ve baba olacak çocukların şimdiden iyi bir eğitimden geçmesi büyük önem taşımaktadır. Vermediğimizi isteyemeyeceğimize göre çocukların gelecek tarlasına verimli bitkiler ekmeliyiz ki hem onlar hem de biz mutlu, bahtiyar olalım. En çok imtihanın evlatlardan geldiği günümüzde imtihanımızın kolaylaşması için Yaradanın yardımını celp etmeli yaşantımıza, kazancımıza çeki düzen vermede acele etmeliyiz.

Ali Altaylı

You Might Also Like

Kurban Bayramı Öncesi ve Etme Bulma Dünyasında Paylaşabilmek

Zihinsel Üretim ve Gözlemlerim-3

Herkesin Bir İneği Var Durur İçerisinde

Zihinsel Üretim ve Gözlemlerim

Karamanlı Bir İhtiyar ve İnsanın Cebi Parayla Dolunca

Ali Altaylı 30 Haziran 2022
Bu yazıyı paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp Email Copy Link Print
Paylaş
Önceki yazı İnsanın Yol Ayrımları
Sonraki Yazı Sonsuzluğa Kanat Açmak
Yorum bırak

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Takip Et

Kadir KATIRCI tasarladı.

Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?