Ramazan ayında bütün inananlarda olduğu gibi benim de içimden daha çok dua etmek geldi. Sabah elimdeki deftere bir şeyler karalarken bu dua ortaya çıktı. Siz okuyucularımla paylaşmak istedim. Bu mübarek Ramazan ayının yüzü suyu hürmetine Rabbimiz, hepimizin dualarını kabul etsin. Şahsi ve toplumsal tüm sıkıntılarımızdan kurtararak kendisine yaklaştırdığı bahtiyarlardan eylesin.
Rabbimiz A’râf sûresi 180.ayetinde:
“En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin…”
Mü’min Sûresi 60.ayetinde:
“Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim…”
Neml Sûresi 62.ayetinde:
“ Darda kalanların kendisine yalvardıkları zaman duasını kabul eden ve onları sıkıntıdan kurtaran kim?” buyurmuşlardır.
Peygamber Efendimiz (sav):
“Dua, ibadetin özüdür.” buyurmuşlardır.
Bediüzzaman Hazretleri şahsi hayatında ve eserlerinde duaya büyük önem vermiştir:
“Dua eden adam anlar ki: Birisi var; onun hatırat-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder. İşte ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma, ona yapış, a’lâ-yı illiyîn-i insaniyete çık. Bir sultan gibi bütün kâinatın dualarını kendi duan içine al…”
YA ALLAH! Kâinatta görünen görünmeyen her şeyi yoktan var eden, bütün canlıların ihtiyaçlarından haberdar olup rızık veren Sensin. Senin en güzel isimlerinin anlamının derinliğine vakıf olmayı nasip eyle. Umduğumuza nail korktuğumuzdan emin eyle. Sana olan muhtaçlığımızı çok eyle. İhtiyaç duymama yönümüzü yok eyleyiver.
ER- RAHMAN! Ayırmadan inanan inanmayan her insana bol ikramda bulunan Sensin. Her canlıya yaşama zemini sunan ve gerekli nimetleri ulaştıran, şefkatini gösteren Sensin. Güneşin, yağmurun, toprağından istifade ettiren ancak Sensin. Dünyadaki biz fanilere şefkatini çok eyle. Bizdeki merhametsizliği, katı kalpliliği yok eyleyiver.
ER- RAHİM! Dünyada sana itaatle son nefesini verenlere ebedi nimetleri veren ancak Sensin. Müminleri koruyup gözeten ve onlara karşı çok şefkatli olan Sensin. Biz mümin kullarına lütfunu, ikramını çok eyle. Yanlış yapmamıza neden olan gafleti yok eyleyiver.
EL- MELİK! Bilinen ve bilinmeyen bütün âlemlerin sahibi ve yöneticisi Sensin. Mülkün gerçek sahibi olma idrakini biz kullarında çok eyle. Bizdeki büyük- küçük meliklik davasındaki gururu yok eyleyiver.
EL-KUDDÜS! Her türlü eksiklikten çok uzak, en pak, çok temiz olan Sensin. Bizleri hem maddi hem manevi kirlerden arındıran ancak Sensin. İç ve dış temizliğimizdeki gayretimizi çok eyle. Özellikle bizi darlaştıran, köleleştiren, insanlarla ve diğer canlılarla iletişimimizi sıkıntıya sokan özümüzdeki içsel kirleri yok eyleyiver.
ES-SELAM! Bizleri her türlü tehlikelerden selamete çıkaran Sensin. Hz. Yunus Peygamberi balığın karnından sahile çıkarttığın gibi bizi de selamete çıkar. Sana olan güvenimizi ve inancımızı bizde çok eyle. Seni unutup esbabı kutsamayı biz inananlarda yok eyleyiver.
El- MÜ’MİN! Kendisine sığınanlara güven veren, en büyük nimet olan iman nimetiyle bizi şereflendiren, dünyanın neresinde olursak olalım bize inşirah veren Sensin. Sana olan imanımızı, güvenimizi çok eyle. İçimizdeki kaygı, korku, endişe, evhamı yok eyleyiver.
El- MÜHEYMİN! Bizleri gözetip koruyan, gören, her şeyimizden haberdar olan sensin. Senin bizi her yerde her an gördüğün şuurunu çok eyle. İnsanlar görmüyor ya görevliler, sorumlular görmüyor ya diyenlerimizi az eyleyiver.
EL- AZİZ! Değerli, şerefli, güçlü olan Sensin; biz inananlardaki izzet ve şeref sendendir. Biz Müslümanlardaki birlik ve beraberliği, başarı ve izzeti çok eyle. Ayrılığı, ümitsizliği, tembelliği, zilleti yok eyleyiver.
El- CEBBÂR! Eksiklikleri tamamlayan, dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan sensin. Kâinattaki bulut, yağmur, güneş, gece, gündüz, bitkiler, hayvanlar, canlı cansız senin hükmüne boyun eğmiştir. Sana olan itaatimizi ve tamamladığın eksiklerimizi çok eyle. İtaatsizliğimizi yok eyleyiver.
EL- MÜTEKEBBİR! Büyüklükte dengi olmayan en büyük, en yüce Sensin. Büyüklüğünü anlama basiretimizi, firâsetimizi çok eyle. Acizliğimizi ve fakrımızı anlama gücümüzü çok; Senin sevmediğin ve Senden uzaklaşmamıza neden olan kibir ve enaniyeti yok eyleyiver.
EL- HÂLIK! Dünyadaki her şeyin yaratıcısı Sensin. Kâinattaki yarattığın eşsiz eserlerini görmedeki uyanıklığımızı çok eyle. Yarattığın eserlerde Seni görememe, Sana ulaşamama, Seni tefekkür edememe gafletimizi yok eyleyiver.
EL- BARİ! Yarattığın her şeyi emsalsiz, ahenk ve uyum içinde yaratan Sensin. Yediğimiz meyve ve sebzeye farklı renk ve koku veren Sensin. Bu ahenk ve uyumu görmedeki anlayışımızı çok eyle. Bakar körlüğümüzü ve tefekkür etmeden geçen günlerimizi yok eyleyiver.
EL-MUSAVVİR! Yarattığın her varlığa farklı suret ve şekil veren Sensin. Bizi zenci ve beyaz tenli insanlar olarak dünyaya gönderen ve organlarımıza farklı görünümler kazandıran sensin. Kendi vücudumuz üzerinde düşünme yetimizi çok eyle. Bilinçli bir şekilde vücudumuza yerleştirilen bu muazzam dengeyi görememe, oradan Sana varamama basiretsizliğimizi yok eyleyiver.
EL- GAFFÂR! Affeden, affetmeyi seven tekrar tekrar işlediğimiz günahları bağışlayan Sensin. İşlediğimiz günahların affedileceği ümidini bizde çok eyle. Ümitsizlik bataklığından çıkamayanlardan eyleme. Biz günahkâr kullarını başka kim affedebilir ki? Günaha sürükleyen dünyalık hırslarımızı, zaaflarımızı, yanlışlarımızı yok eyleyiver.
EL-KAHHAR! Galibiyet ve hâkimiyet sahibi ancak Sensin. Düşmanlarını kahrederek güçsüz, çaresiz, zelil duruma düşüren Sensin. Gücünün, kudretinin büyüklüğünü tek güçlünün sen olduğunu anlama şuurumuzu çok eyle. Senin bu güzel esmaların üzerinde düşünmeden geçen günlerimizi yok eyle.
EL- VEHHAB! Her nimeti karşılık beklemeden bol bol veren ancak Sensin. Doğar doğmaz annemizin memesinden bize süt gönderen akıl, göz, gönül veren; ay, güneş, yağmur, hava, meyve sebze veren Sensin. Verdiğin nimetlerden paylaşabilmeyi biz inananlardan çok eyle. Nimeti kendimizden bilerek verememe yönümüzü yok eyleyiver.
EL- REZZAK! Rızıkları yaratan her canlıya rızkını vermek için rızık kapılarını açan Sensin. Rızkımı veren Hüda’ dır kula minnet eylemem diyenlerimizi, kula kul olmayarak ruhunu özgürleştirenlerimizi çok eyle. Verilen rızkı, nimeti şükürsüzlük hastalığıyla değersizleştirme yönümüzü yok eyleyiver.
EL-FETTAH! Biz aciz, günahkâr kullarına hayırlı kapılar açan Sensin. Sen birsin, bize açılan kapın ise bin bir. Sıkıntılarımızdan, çıkmazlarımızdan kurtulana kadar sabrımızı, ümidimizi çok eyle. Zorluklar karşısındaki aceleciliğimizi, isyanımızı, umutsuzluğumuzu yok eyleyiver.
EL-ALÎM! Ezeli ilminle gizli-aşikâr her şeyi bilen Sensin. İlim, amel, ihlas, ihsan şuurumuzu çok eyle. Bildiklerimizin yaşantımızdaki hissesini pek çok eyle. Mârifetullah ilminde yol kat edenlerden eyle. Cahilliğimizi, ahmaklığımızı, ilim öğrenmedeki sebatsızlığımızı yok eyleyiver.
EL- KÂBID! Daraltıp sıkan, zorlaştıran, canlıların ruhunu alan, zenginken fakirleştiren, güçlüyken güçsüzleştiren Sensin. Ölümlü olduğumuz gerçeğini bir an bile unutmamayı nasip eyle. Başımıza gelen musibetleri hakkıyla okuyabilme kavrayışımızı çok eyle. Tefekkürsüz, tevekkülsüz gafletle geçen günlerimizi yok eyleyiver.
EL-BASIT! Dilediğine rızkı bol veren, açan, genişleten ancak Sensin. Senden gelen her türlü rızkımızı çok eyle. Dünyanın türlü türlü nimetlerini şükreden kullarına bol eyle. Dünyalık çok küçük bir nimet de olsa bir kuldan beklentimizi yok eyleyiver.
ALİ ALTAYLI