İsrail’in herkesten gizlemeye çalıştığı filmin adı: Farha. Şu ana kadar izlememiş olanlara tavsiye edilebilecek bir film. İsrail zulmünü en iyi şekilde anlatan filmlerden biri olarak görmek mümkündür. Bütün dünyanın gözü önünde asrın cinayetinin işlendiği Filistin’ de çocukların ve kadınların durumunu daha iyi anlamamızı, hissetmemizi sağlayan bir film.
Farha filmi, beni etkileyen filmler içerisinde en önemlilerindendir. Kuran-ı Kerim eğitimini tamamlayan 14 yaşındaki Filistinli Farha, matematik, coğrafya, kimya eğitimini de almak için şehre gitmek ister. Babası karşı çıkmasına rağmen inatçı ve cesur olan Farha, babasını ikna eder. Kayıt tarihi belli olur. O esnada Yahudi askerleri köylerini basarlar. Babası Farha’yı amcasıyla köyden çıkarıp güvenli bir yere göndermek ister. Farha, babasını tek başına bırakıp gitmek istemez. Bindiği arabanın kapısını zorla açar ve babasının boynuna sarılır. Babası köyü korumak için gitmek zorundadır. Farha’yı küçük bir odaya kapatır. Susuz kalan Farha odanın küçük penceresinden içeri sızan yağmur sularıyla hayatta kalır. Farha’nın küçük odanın çok küçük penceresinden şahit oldukları tüyler ürperticidir. Köylerine okuyup öğretmen olarak dönme ve medrese açma hayalleri kurşunlanan bir küçük kızdır Farha artık.
“Farha, Darin J. Sallam tarafından yazılıp yönetilen bir film. Filmin konusu ise 1948 yılında İsrail’in kuruluşu sırasında askerlerin Filistinli bir aileyi öldürmesi. İsrail hükümetinin film ile ilgili sert açıklamalar yapmasının nedeni de bu. İsrail siyasetinin önemli isimlerinden bir tanesi olmakla birlikte, ülkenin Hazine Bakanı olarak görev yapan Avigdor Lieberman, Farha ile ilgili en sert açıklamaları yapan isim oldu.”
Zulüm devam ediyor, kıyamete kadar da haksız güçlünün, haklı zayıfa zulmü devam edecektir. Canlılardan bitkiler ve hayvanların birbirlerine eziyetleri sınırlı, biz insanların ise birbirimize yaptığımız zulüm sınırsız. Çünkü biz insanoğlu hırslı, taşkın, cahil, kibirli, nefsine yan çıkan, çoğu zaman hak hukuk tanımayan, Rabbini, ölümü, hesabı unutan bir varlık.
Kimsenin kimseye haksızlık yapamadığı, hakkını aldığı yer ise sonsuzluk hayatı.
Yaşasın! Rabbimizin şaşmaz ve şaşırmaz adaleti.
Yaşasın! Birincilerin çoğunun sonuncu, sonuncuların çoğunun birinci olduğu yer.
Yaşasın! Zalimler için hesap gününün varlığı.
Bize düşen ise zulme karşı çıkmak, zulmün yanında yer almamak duaların kabul oldu bu gecede zulme uğrayan herkese, özellikle Filistinli kardeşlerimize çok dua etmek ve bir an önce inananlar olarak yaşantımıza çeki düzen vermek.
Ne yazık ki Filistinlilere yapılan zulmü alkışlayan devletlerin bireylerin olduğu bir dünyada Mehmet Akif Ersoy’u anmamak olmaz.
ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! …
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?
ALİ ALTAYLI