EL-MUHSİ! Sonsuz ilim ve bilgiye sahip olan, her şeyi bilip gören, yaratmış olduğun her şeyin sayısını bilen ancak Sensin. Denizdeki canlıların, kumların, bütün ağaçlardaki yaprakların, kar yağmur tanelerinin, alıp verdiğimiz nefeslerin sayısını ayrıntılarıyla bilen Sensin. Yaptığımız bütün amellerin sayısını bilen, hiçbirini unutmayan kıyamet günü bunların hepsinin karşılığını veren Sensin. Bütün yaptıklarımızı gördüğünü, bildiğini, duyduğunu, saydığını bilenlerimizi çok eyle. Yaptığımız tüm yanlış işlerin sayıldığının şuurunda olarak günaha giden niyetlerimizi ve eylemlerimizi yok eyleyiver.
EL-MÜBDİ’! Kâinatı yoktan var eden, varlıkları benzeri olmaksızın, örneksiz ilk defa yaratan ancak Sensin. Varlıkları ilk maddesi, örneği olmaksızın yaratan Sensin. Gökyüzünü, yeryüzünü ve içindekileri yaratan, cenneti cehennemi var eden Sensin. Bir şeyin olmasını dilediğin zaman ol emrin yeterlidir. Senin ilk, benzersiz yarattığın kâinat ve içindekiler üzerindeki tefekkürümüzü çok eyle. Denizde yaşayıp da sudan habersiz balıklar gibi olma yönümüzü yok eyleyiver.
EL-MU’İD! Vermiş olduğun canı tekrar alan, ahiret günü ölen tüm canları dirilten ancak sensin. İkinci kez yaratılışımızı gerçekleştirecek biricik güç sahibi Sensin. Kışın ölen ağaçlar, bitkiler nasıl ki ilkbaharda tekrar diriliyorsa çürümüş, ayrılmış bedenlerimiz de tekrar dirilip yeşerecektir. Dinimizin nurlu prensiplerine uyanlarımızı çok eyle. Tekrar dirilme gününden habersiz, içi boş geçen günlerimizi yok eyleyiver.
EL-MUHYİ! Hayat veren, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren, ölü kalpleri hidâyet ve merhametle canlandıran ancak Sensin. Yeryüzüne yağmurla hayat veren, topraktan rengârenk çiçekler yaratan, milyonlarca cansız spermden anne karnında bir can var eden Sensin. Eskimiş bir hayattan yeni bir hayat bahşeden Sensin. Hayatını istikametle kalbini zikir, ibadet ve marifetinle diriltenlerimizi çok eyle. Dinimize gelen musibetleri, anlayışsızlığımızı, seni hakkıyla birleyemeden geçen günlerimizi yok eyleyiver.
EL-MUMÎT! Ömrü sona erdirerek eceli gelen canlıları öldüren, ölümü yaratan ancak Sensin. İstediğin zaman istediğin canı almaya muktedir olan ve istediğini de yaşatan Sensin. Ölümün bir yok oluş, hiçlik, ebedi ayrılık olmadığını, asıl vatanımıza bir sevkiyat olduğunu bilenlerimizi çok eyle. Her zaman, her yerde ölüme hazır olanlarımızı, nefsini ölmeden öldürenlerimizi çok eyle. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama hırs ve tutkumuzu, dedikodu, gıybet, gurur, kibir, kin, kıskançlık, verdiklerinle övünme ve verdiklerini gösterme hastalığımızı yok eyleyiver.
EL-HAYY! Hayatı ezeli ve ebedi olan, ölümsüz ve diri olan, bütün hayatların kaynağı olan ancak Sensin. Senden gelen feyiz ve enerjiyle kâinattaki canlılar hayatlarını sürdürür. Hayatın kaynağı sendendir, görünen görünmeyen her şeye canlılık veren Sensin. Geçici olan şu kısa ömürde daima diri olan ve bol rızık, nefes, hareket veren Sensin. Sana güvenip dayananlarımızı çok eyle. Hareketsiz, tembel, uyuşuk, gaflet uykusunda geçen günlerimizi yok eyleyiver.
EL-KAYYÛM! Her canlıya rızık vererek hayatlarını daim eden, kâinatı yöneten, ayakta tutan, ölümü ve hayatı takdir eden ancak Sensin. Gökleri ve yeri ayakta tutan, her gün mevcudata tazelik veren Sensin. Mevcudiyetimiz Sendendir. Bizi savrulmaktan koruyan, bize her türlü karşılıksız imkânlar sunarak varlığını hissettiren Sensin. Başkasının elindekilerden gözünü, gönlünü çevirenlerimizi çok eyle. Senin mutlak güç sahibi olduğunu ve bizi bizden daha çok düşündüğünü unutma yönümüzü yok eyleyiver.
EL-VÂCİD! Dilediği her şeye sahip olan, bütün yaratıklar tasarrufunda olan, her şeyden haberdar olan, istediğini istediği zaman bulan ancak Sensin. İstediğin her şeyi büyüğü küçüğü, uzağı yakını, hükmünü infaz edeceğin kimseleri hemencecik bulan Sensin. Yarattığın hiçbir varlık sana izini kaybettiremez. İnsanların, polisin, jandarmanın, adaletin bizi göremediği bir yere saklanabiliriz; ama senin görüp bulamayacağın yer düşünülemez. Bu şuurda yaşayanlarımızı çok eyle. İnsanlardan çekinip senden çekinmeyen yönümüzü yok eyleyiver.
EL-MECÎD! Şanı büyük, lütuf ve ikramı, ihsanı, keremi bol olan ancak Sensin. Verdiğin sayısız nimetleri başa kakmayan, bize daima cömert olan Sensin. Ulular ulusu, yüceler yücesi bizleri koruyup gözeten, rızkı sürekli olan Senden başka kim olabilir ki? Bize verdiğin sonsuz nimetler karşısında şükredip seni hayatının içine katanlarımızı çok eyle. Senin büyüklüğünü unutup kendimizi büyük görme yönümüzü yok eyleyiver.
EL-VÂHİD! Bir olan, tek olan, zatında sıfatlarında isimlerinde ve fiillerinde asla ortağı, dengi ve benzeri olmayan ancak Sensin. Bizleri yaratırken hiçbir varlığa danışmayan, kâinat ve içindekilerin idaresinde tek yetki sahibi olan Sensin. Bir olduğunun farkına varanlarımızı diğer binlere boy eğmeyip gerçek özgürlüğe kavuşanlarımızı çok eyle. Kesrette boğularak tek derdimizin dünyalık olması düşüncemizi yok eyleyiver.
ES-SAMED! Her şey kendisine muhtaç olduğu halde hiçbir şeye muhtaç olmayan ancak Sensin. Her isteyenin ihtiyacından haberdar olan, ihtiyacını karşılayan hastalandığında sağlık, aç kaldığında gıda, üşüdüğünde güneş, zorda kaldığında yardım veren Sensin. Sen hiçbir şeye muhtaç değilsin; ama yarattığın tüm mahlûkat sana her salise muhtaçtır. Senin Samed olduğunu bilip sadece senin hazinenden bekleyenlerimizi çok eyle. Çok yakınımız da olsa dünyalık bir şeyler umma beklentimizi yok eyleyiver.
EL-KÂDİR! Her şeye gücü yeten, mutlak irade ve kudret sahibi ancak Sensin. Yarattığın her varlık üzerinde hâkim olan, dilediğine dilediğin kadar güç veren Sensin. Belirli bir sınırı olmayan gökyüzüne, ormanlara, denizlere, dağlara bakan bir uyanık zihin senin gücünü görerek sana şükür ve itaat eder. Senin bu gücün sayesinde küçücük bir çekirdek koskoca ağaçlara dönüşür ve tüm canlılara ikramda bulunur. Bir meni anne karnında şekillenerek hayat bulur. Kuşlar havada özgürce dolaşır. Bulutlar arasından gönderdiğin yağmurla yeryüzünün yüzü güler. Kan ve fışkı arasından ikram ettiğin bembeyaz sütle biz insanlar senin gücün karşısında hayrete düşer. Senin kâinattaki gücünü görenlerimizi ve fanilerden, kesretten sıyrılarak sana doğru yol tutanlarımızı çok eyle. Her türlü imkânımıza, kendi gücümüze güvenerek senden gafil olma yönümüzü yok eyleyiver.
EL-MUKTEDİR! Mutlak gücün ve kuvvetin sahibi olan, her şeyin üstünde mutlak güçlü olan ancak Sensin. Bir virüsle bizi evlerimize kapatan, kısa süren bir yağmurla bütün arabaları yüzdüren, bir hortumla güçlü görünen devletlere gücünü gösteren Sensin. Bize gençlik, güçlülük dönemi verip daha sonra yaşlılık dönemini gösterip yaşatarak gücünü gösteren bir meniden yaratılıp kendisini bir şey zanneden insanoğluna kendi kudretini gösteren Sensin. Bu mübarek Ramazan ayında tahkiki imana ulaşanlarımızı zihnini, özünü, ruhunu özgürleştirerek maddenin esaretinden kurtulup mana ikliminde dolaşanlarımızı çok eyle. Bizim gibi acz ve fakr derelerinde yuvarlanan, gücü ve devamlılığı çok sınırlı olan insanlardan beklentimizi yok eyleyiver.
ALİ ALTAYLI