EŞ-ŞEKUR! Bize verdiğin sınırsız nimetlere karşı yaptığımız şükrün karşılığını fazlasıyla veren ancak Sensin. Şükrü unuttuğumuz, hakkıyla şükretmenin zor olduğu bu asırda sana olan teşekkürümüzü ziyade eyle. Verdiğin her türlü nimete şükredenlerimizi çok eyle. Bizdeki israfı, hırsı, nankörlüğü yok eyleyiver.
EL-ĞAFÛR! Bütün günahları bağışlayan affediciliği çok olan ancak Sensin. Merhametinin genişliğini, bolluğunu anlatmaktan, yazmaktan aciziz. Kusurunu görüp tövbe edenlerimizi çok eyle. Battı balık yan gider diyerek ümitsizlik, sana yönelememe, günahlarımızı itiraf edememe hastalığımızı yok eyleyiver.
EL-ALİYY! İzzet, şeref ve büyüklük bakımından en yüce olan ancak Sensin. Kulluktaki derinliğimizle bizi yücelten Sensin. Dünyanın cazibeliğinden sıyrılarak sana doğru akanlardan eyle. Yüceliğini anlama tefekkürüyle yücelenlerden eyle. Senin yüceliğini anlama idrakimizi çok eyle. Kul olduğumuzu idrak edip içimizdeki benliği, enaniyeti yok eyleyiver.
EL-KEBÎR! Hiçbir aklın büyüklüğünü kavrayamadığı, büyüklüğün karşısında her büyüğün küçüldüğü ancak Sensin. Aklımızdan geceni bilmenle az bir meniye anne karnında şekil vermenle cansız topraktan türlü türlü meyve sebze vermenle bize bedava güneş, hava, yağmur, zaman vermenle en yüce olan Sensin. Büyüklüğünü anlama firâsetimizi çok eyle. Büyüklüğün karşısında büyülenememe yönümüzü yok eyleyiver.
EL-HAFÎZ! Yarattığın bütün canlıları tehlikelerden koruyan ancak Sensin. Koruyup gözeten ve dengede tutan Sensin. Bir canın içindeki diğer canı, beton yığınları arasındaki bir bebeği, kediyi, köpeği; elmanın içindeki kurtçuğu muhafaza eden Sensin. Bizi her an koruyan ve gözeten olduğun şuurunu ve Senin korkunu içimizde çok eyle. Fanilerin korkusunu içimizde yok eyleyiver.
EL-MUKÎT! Her yaratılmışın azığını ve gıdasını bitmek tükenmek bilmeyen hazinenden veren ancak Sensin. Tüccarın, çiftçinin, bitkilerin, hayvanların rızkını beklenmedik yerlerden bir anda gönderen Sensin. Anne karnındaki bebeye ve bütün anne babalara rızık veren Sensin. Rızkın tek sahibinin sen olduğu idrakini biz inananlarda çok eyle. Üç günlük dünyada az bir dünyalık için de olsa kula kulluğumuzu yok eyleyiver.
EL-HASÎB! Biz kullarına verdiğin bin bir çeşit nimetler karşılığında zamanı gelince hesaba çekecek ancak Sensin. Verdiğim aklı, ilmi, zamanı, gençliği, malı mülkü, makamı, yetkiyi nerede kullandın diye soracak olan Sensin. Bu şuurda yaşayan biz müminleri çok eyle. Hesap kitap yokmuş gibi yaşama düşüncemizi yok eyleyiver.
EL-CELÎL! Celal, ikram sahibi olan büyüklük ve yüceliğinde dengi olmayan ancak Sensin. Büyüklüğünü her türlü yaratılmış da görüp tefekkür yolculuğumuzu derinleştirmeyi bize nasip eyle. Sana olan sevgi ve muhabbetimizi çok eyle. Çok küçük de olsa içimizdeki kibir marazını yok eyleyiver.
EL-KERÎM! Biz acizlere karşılıksız sayısız nimet veren, çok cömert olan Sensin. Sadece inananlar değil seni inkâr edene de cömertsin. Bitkiler, ağaçlar, hayvanlar, insanlar her gün cömertçe doğurduğun güneşin, bulutlar arasından yeryüzüne inen yağmurun sebebiyle yaşamlarını sürdürürler. Cömertliğimizi çok eyle. Cimrilik hastalığımızı yok eyleyiver.
EL-RAKÎB! Yarattığın her canlıyı gözetleyip kontrol eden ancak Sensin. Her salise senin gözetimin altında yaşadığımızı unutmamayı nasip eyle. Hz. Ömer’e (r.a) “ Allah görüyor ya O her şeye şahittir.” diyen çoban gibi yakinimizi çok eyle. Senin gözetimin altında olduğumuzu unutarak yaptığımız yanlışları yok eyleyiver.
EL-MUCİB! Dua ve isteklerimize cevap veren bizi bilen, gören, işiten ne durumda olduğumuzu bilen ancak Sensin. Şu Ramazan ayında ettiğimiz hayır duaları kabul edecek tek merci Sensin. Bizim dua edebilme aşkımızı, şevkimizi, tutkumuzu ziyade eyle. Biz müminlerin dua eden dillerini ve samimiyetlerini çok eyle. Sana muhtaç olamama, dua edememe yönümüzü yok eyleyiver.
ALİ ALTAYLI
