Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Aa
  • Anasayfa
  • Tüm Yazılar
  • İnsan
  • Yaşam
  • Aile
  • Anladım ki
  • Zaman Gösterdi ki
Okunuyor: Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-22
Paylaş
Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Aa
  • İnsan
  • Aile
  • Yaşam
  • Anladım ki
  • Zaman Gösterdi ki
Search
  • YAZILAR
    • İnsan
    • Aile
    • Yaşam
    • Anladım ki
    • Zaman Gösterdi ki
Takip Et
  • Anasayfa
  • Tüm Yazılar
Kadir KATIRCI tasarladı.
Genel

Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-22

Genel
Paylaş
PAYLAŞ

Sosyal boşluk, içtimai ademdir, denilir. Peki, sosyal boşluk da insanların durumu nasıldır. Tespih taneleri gibi herkes bir tarafa dağılmıştır. Hemen hemen herkes başka bir telden çalıyor, başka başka dünyaların hayalini kuruyordur. Ramazan, tespih taneleri gibi dağılan bizleri toparlama ve tevhit inancı etrafında tek vücut olma ayıdır. Kardeşlik, yardımlaşma, kaynaşma, dualaşma, Hakka yöneliş en çok bu ayda görülür. Din ve özellikle Ramazan toplumun kalbidir. Kalp durursa toplum uzun süre varlığını sürdüremez.

*

Dün teravih öncesi aklımda kaldığı kadarıyla değerli hocamız şöyle dedi: “Arıya ne yapacağını ve nasıl hareket edeceğini Allah (cc) vahiy ediyor. Arı vahye uyduğu için bal gibi şifalı bir gıdayı insanlara yedirir. Bal kovanında yaşar ve ölür. Karınca gibi hırsla dünyaya bağlanmazlar, ayaklar altında ezilip zillet içinde ölmezler. Yüksekten uçar, bin bir renkteki çiçeklerle buluşur, izzetli yaşar ve ölürler.” Arı vahyin dışına çıkmadığı için bal kovanında yaşar, en güzel çiçeklerin alnından öper ve her derde şifa olacak balı insanların sofrasıyla buluşturur. Peki, insan akıl sahibi olduğu, halife olarak gönderildiği, Yaratıcı kendi ruhundan üflediği halde niçin vahyin dışına çıkar, zihin ve gönül zindanında yaşar ve ölür? Kalbindeki sevgi, Yaratıcı dışındaki birden çok arzu nesnelerine dağıldığı için. Aklını, benliğini, egosunu vahyin önüne geçirdiği için. Yaratılmış her şeyde Yaratıcının izini, özünü, yüzünü görecek derin tefekkürden yoksun olduğu için. Nefsi isteklerini ilah edindiği için. Her şeyden daha çok sebeplere güvendiği için. Medeniyetin uyutucuları olan filmler, programlar, sosyal zihni bulandıran sitelere adeta tapmasından.

*

Anlatılan din, ne zaman yaşanılan din haline gelirse işte o zaman dünyaya bahar gelecek ve iyiler, kötülere galip gelecektir. Hak olan dinimizin özünü, hayata bakan yönünü, bize bakan tarafını o kadar ihmal ediyoruz ki, sadece sahabeler böyleydi, veliler şöyleydi diyoruz; ama kendimizin doğrusunu yapmaktan da geri durmuyoruz.  Ya biz ya evimiz ya işimiz! Anlattıklarımızın bize bakan yönü ne durumda?

*

Bugün cuma namazında değerli bir hocamız, bir Müslüman daima verir; varken de verir, yokken de verir, dedi. Elinde bir şey yoksa tebessümünü, iyi niyetini, güzel düşüncesini, samimiyetini, duasını verir, dedi. Galiba vermeye alışmamış bir Müslüman, dışı süs içi dünya hırsıyla kokuşmuş karıncaları ve sincapları andırır. Vermek zor iştir, malını veremeyenin yolu uzun, ömrü sıkıntılı, arkasından ileri geri konuşanı çok olur.

*

Hani Rabbimiz bizlere, ben sizin Rabbiniz (terbiye ediciniz) değil miyim, diye sormuştu. Biz de evet, diyerek tasdik etmiştik. Peki, gerçekten sözümüzde durabildik mi? Filmler, programlar, moda, spor, el âlem, sosyal paylaşım siteleri bizi terbiye etmiyor mu? Gerçekten biz Rabbimizin terbiyesinde miyiz? 

*

Ramazan ayına elveda demeye başladık. Bizlere ağırlayacağımız en kıymetli misafir olarak gelen Ramazanın misafirliği bitmek üzere. Peki, Ramazanın tutabildiği Müslümanlar kimler? Akıllı telefonlara ara verip eline tespih alanlar. Dedikoduyu terk edip diline güzel söz ve zikir alanlar. TV deki filmleri ve zararlı programları terk edip gözünü, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim ile buluşturanlar. Cimriliği bırakıp asıl mal sahibini hatırlayarak cömert olabilenler. İçine sevgi, muhabbet ve vahdet kattığı bir çorba, bir makarna bile olsa evine misafir alıp oruç açtıranlar. İç muhasebe yapıp bu ayda tövbe istiğfarla arınmak, temiz yeni bir hayata başlamak isteyenler. Gözünü haramdan, zihnini ve özünü manevi hastalıklardan temizleyenler. Sadece aç kalmak oruç tutmak mıdır, bir değişim bir dönüşüm yeni bir ruh yoksa?

*

Müslümanın en değerli saati 3.00 ile 8.00 arasıdır. Eğer bir Müslüman, çoğu zaman bu saatler arasında dikey değil de yataysa dinini doğru anlamamış demektir. Bu saatleri ilim irfan, tefekkür, dua, ibadet, plan program, önemli toplantılar ile hakkıyla değerlendiremeyen bir Müslüman; konfor, uyuşukluk, hantallıktan kendini kurtaramaz. Diri ama ölülere çok benzeyen bir diri olarak meşakkat içinde kısa yolculuğunu tamamlar.

*

Çocukluk dönemi bir insanın geleceğe dair temellerinin atıldığı dönemdir. Çocukluk döneminin temelleri sağlam olmayan bir bireyin, yetişkinlik bahçesinde göz alıcı güllerin yetişmesi çok zaman alır. Sev, okşa, sarıl çocuğuna be adam! Çocuklarının psikolojisini bozacak eylemlerini bir an önce terk et. Elindeki telefon, gözündeki TV her zaman olacak; ama yanı başındaki çocuğun her zaman çocuk olarak kalmayacak.

* 

Kışın çocukların sık sık hastalanmalarının en büyük sebeplerinden biri de iç marketten değil de dış marketten beslenmeleridir. Annelerinin sofraya koydukları yemekleri yemeyen çocukların bağışıklık sistemi zayıflar ve uzun süre hastalıklara karşı koyamazlar. Dış marketten beslenmeye alışmış çocuklar, serada yetişmiş sebzelere benzerler; dayanıklılığı az, maliyeti yüksektir. 

*

Biz insanları ikiye ayırabiliriz. Birinci gruba girenler bahanede şahane olanlar. İkinci gruba girenler ise iş üretmede şahane olanlar. Her şeye bir bahanesi olan, çalışmayı üretmeyi sevmeyen insanlar daha çok muhtaç, beklenti ve hastalıklar içinde küçük yaşar; küçük ölür. İş üretmesi bahanesini aşmış insanlar ise dinç, izzetli, huzurlu olarak, büyük yaşar ve büyük ölür.

                                                                                                                                             ALİ ALTAYLI

You Might Also Like

Okula Geç Kalan Çocuk

Bir Yakarış, Bir Dua, Bir Sesleniş

Bir Gün Gelecek Bir Gün Kalacak-21

Hiçbir Şey Her Şey Tek Şey

Kar ve Bebek Bize Ne Söyler?

Ali Altaylı 21 Mart 2025
Bu yazıyı paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp Email Copy Link Print
Paylaş
Önceki yazı Bir Yakarış, Bir Dua, Bir Sesleniş
Sonraki Yazı Okula Geç Kalan Çocuk
Yorum bırak

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ali Altaylı Kişisel Web Sitesi
Takip Et

Kadir KATIRCI tasarladı.

Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?